The One

Geçenlerde yeni bölümünün yayınlandığını görüp yaklaşık bir senedir biriktirdiğim bölümlerini bir çırpıda okuyuverdim The One'ın. Çıktığı ilk zamanlar beni oldukça eğlendiren fakat hikayesindeki radikal değişimler ve yayın tarihlerindeki düzensizliklerden dolayı heyecanımı kaybettiğim ve takip etmeyi bıraktığım bir seri olmuştu.

Tayvanlı yazar Nicky Lee'nin kaleme aldığı The One, Cane Lele adlı kızımızın moda dünyasındaki mankenlik kariyerini konu alıyor. Daha doğrusu ilk zamanlar konu bu iken sonradan adeta bir fon haline geliyor, hatta baş karakter olması gereken Lele'yi bazı bölümlerde görmemeye başlıyoruz. Çünkü hikayede kızımızın ilgilendiği genç ikizler fazla yakışıklı olduklarından olsa gerek, her zaman bir kıyak geçiliyor kendilerine. Bir süre sonra sadece bu ikizlerin fazlasıyla dramatize edilmiş problemlerini (daha doğrusu acılarını) okumaya başlıyoruz. Bazılarının daha çok hoşuna gitmiş olabilir elbette, ama benim için mangadan kopma nedeni.
Benim gibi düşünen okuyucuları kaybetmeden önce de çok felsefik ve öğretici olmaktan çok, araya bolca komedi yerleştirilmiş, gayet 'light', okuması kolay ve iyi zaman geçirten bir manhua idi. Lele bolca saçmalasa da, hatalar yapsa da, saf değil adeta salak diyebileceğimiz tipik bir shoujo manga karakteri olsa da güçlü ve işindeki başarısı takdire değer bir karakterdi. İkizlerden Eros kardeşimiz de bir başka klişe shoujo manga karakteri olarak sinirli, soğuk ve sert olsa da yumuşak bir kalbi vardı(!) ve Lele'nin başını dertten kurtarmışlığı çoktu şimdi hakkını yemeyelim. Fakat 8. ya da 9. ciltlerden sonra (buraya kadar okumamış olanların direkt alt paragrafa geçmesini öneririm, SPOILER ALERT!) yani Lele Eros'a hislerini itiraf ettikten sonra hikaye kopuyor, Eros Lele'den uzaklaşıyor ve Eros ve Angus'un geçmişine odaklanıp onları daha iyi tanımaya başlıyoruz. Ama bu onları daha çok sevmeye başladığımız anlamına gelmiyor -kendi adıma konuşayım. Lele'ye karşı hareketleri gereksiz derecede soğuyor. Bunun nedenini açıklasan da hiç tatmin edici değil sevgili Nicky Lee! Daha da kötüsü Lele hala Eros'un peşinden koşmaya devam ediyor! Neden? Hiç mi gururun yok Lele? Seni adeta elinin tersiyle itmiş adama defalarca ilan-ı aşk etmek yeterli gelmiyor bir de seni istemediğini bariz bir şekilde belli etmesine rağmen hala yanında kalıyorsun! Bu mudur senin genç kızlara tavsiyen Nickyciğim, onlara aşık oldukları kişiye karşılık alamadıkları zaman yapışmalarını mı öğretiyorsun? Eros Yeşilçam filmlerinden fırlayan jönler misali Lele'nin iyiliğini istediği için onu kendinden uzak tutmaya çalışıyor olabilir ama Lele bunu bilmiyor ki. Kız bir trip atsın en azından birkaç kere, seni unuttum çoktan ohoo desin bi dur. Nedir bu Lele'nin mazoşist saçmalamaları?!

Neyse bu konuda çok doluyum görüldüğü gibi. Shoujo manga kızlarının maço sevgilisinin ayağını yıkama triplerine dayanamadığım için devamlı şikayet ediyorum, evet... Manhuaya geri dönersek, çizimlerin çok iyi olduğu bir gerçek. Kıyafetler, defilerler, moda çekimleri, görsellik tamam bence. Lele'nin imajının arada sırada değişmesi hoş ayrıntılardan. 'Moda dergilerinden fırlamış' görüntünün çok iyi elde edilmesinin yanında çakma Karl Lagerfeld'in hikayeye giriş yapması beni çok eğlendirmişti. Karakterler de saydığım şikayetler dışında hayli eğlenceli aslında, özellikle yan karakterler. Leo'yu Eros ve Angus'tan daha çok seviyorum mesela, keşke daha çok yer verilse kendisine...

Peki kimlere tavsiye ederim? Hafif ve eğlencelik olup araya mature türünden örnekler serpiştirilmiş bir şey arayan, moda dünyası ile ilgilenen, uzun saçlı erkeklere ilgi duyan genç kızlarımıza tabii ki. Ama klişesiz ve kaliteli bir manga tercih edenlerin The One'a ilgi duyacağını pek sanmıyorum.

Puanlamadan olmaz!
Konsept: 6
Hikaye: 4
Anlatım: 5
Karakterler: 5
Çizim: 8

Genel: 5.82

Yorumlar