Skip Beat Bölüm 190 ve 10 Yılda Geldiğimiz Yer


DİKKAT BU YAZIDA KARŞINIZA BOLCA SPOILER ÇIKABİLİR!

Skip Beat'i yaklaşık 3 yıldır takip ediyorum ve uzun, upuzun bir manga olmasının kahrını çekerek bu zaman diliminde tanık olduğum tek gelişme, Kyoko'nun Ren'e karşı bir şeyler hissediyor "olabileceğini" kabul etmesi oldu. Bu manga elbette sadece romantizm odaklı bir hikaye içermiyor. Burada da bahsettiğim gibi daha çok 'hayat'ı ele alıyor. Sonunda da Kyoko'yu (ve ikinci baş karakter olarak Ren'i de), geçmişte yaşamayı bırakmış ve hayattaki amaçlarına ulaşmış, yaptığı işle mutlu olup kendi ayaklarının üzerinde durabilen güçlü insanlar olarak göreceğimize eminim. Ama malum, yavaş hatta çok yavaş ilerleyen olayların gidişatını düşünürsek, daha yolun yarısında olduğumuz, Nakamura-sensei'nin bizi bir 10 yıl daha SB ile baş başa bırakacağı anlaşılıyor.

Son günlerde (yani bize göre birkaç yıldır) Ren'in katil B.J.'i oynamasıyla ortaya çıkan Kuon, ona zor zamanlar yaşatıyordu. Kyoko da gözlem yeteneği ve Ren'i az çok tanıması sayesinde olan bitenin farkına varmıştı. Ama şu son iki bölümdür sevgili Sho'muz yine ortaya çıktı ve işleri katıştırmaya kararlı gibi görünüyor. Hatta ancak shoujo mangalarda görebileceğimiz mükemmel bir tesadüf örneğiyle Kyoko yanında Sho varken (hem de aynı arabada yemek yiyip tatlı tatlı kavga ederlerken) Ren'e yakalanıyor!
Şimdi, bir sonraki bölümü tahmin etmece oynamaya hiç gerek yok. Nakamura sensei her zaman bizi ters köşeye yatırdığı için bu sefer tek tahmin edebileceğimiz şey hiçbir şey tahmin edemeyeceğimiz oluyor. Ren'in kızacağından eminiz ama bunu nasıl gösterecek, tepkisini nasıl dışa vuracak ya da herhangi bir şekilde tepki gösterecek mi bilmiyoruz. Her şeyi yapabilir yani. Benim aklıma gelen ama gerçekleşeceğine inancım olmayan ihtimaller ise:
  • Ren, çoğunlukla yaptığı gibi ışıltılar saçan, sevimli ama korkunç bir gülümsemenin arkasına saklanabilir. Bunun sonucunda Kyoko ile yalnız kaldığında gazabı çok daha büyük olacaktır tabii. Özellikle "büyük hayal kırıklığına uğradım", "senden hiç beklemezdim bunu" tarzında Kyoko'yu muhtemelen çok üzecek ve utandıracak tipik öfke nöbetleri geçirebilir. 
  • Son zamanlarda kontrol edemediği Kuon yine kendini gösterebilir ve Ren, Sho'ya fena girişebilir ya da kavga edebilirler / tartışabilirler / gergin anlar yaşayabilirler.
  • Bir gecikme ya da tam vaktinde bir yerde olma konuşması geçti Yashiro ile Ren arasında. Bunu bahane edip hemencecik oradan ayrılabilir Ren. Tamamen köpürmüş bir halde tabii. Bu yüzden asıl Kyoko-Ren diyaloğu, hele bir de Ren çocuk gibi küserse -ki yapmadığı şey değil- daha birkaç bölüm beklemek zorunda kalabilir. Evet mümkünse tahminlerim içinde sadece bu doğru çıkmasın. Güncelleme: bu çıktı şansımı seveyim.
  • Pek ihtimal vermemekle birlikte, Ren hiç kızmayabilir ve sadece Kyoko'nun iyiliğini düşünerek Sho'dan pek medeni bir şekilde uzaklaştırabilir. Ama önünde sonunda "hayal kırıklığına uğradım" tarzında bir cümle çıkacaktır o ağızdan. Ren bunu Kyoko'nun yanına bırakmaz!
  • Ren, Kijima'ya animasyonlu yıldızlı kalpli filan mesajlar yolladığı ve şimdi de Sho ile birlikte samimi bir ortamda yemek yediği için fena azarlayacak, asıl sorun Kyoko'yu kıskanması olmasına rağmen onu başka herhangi bir şekilde suçlayarak kalbini fena kıracak. Yalnız bunu yaparsa da artık Kyoko'nun yanlış anlaşılmaları düzeltmek için bir tarafını yırtması yerine farklı bir strateji izlemesini istiyoruz artık.
Skip Beat'in o klasik vıcık vıcık romantizm dışında bir olayı olmayan shoujo mangalarından olmadığını yukarıda söyledim, hepimiz de biliyoruz zaten. Ama ben Nakamura-sensei'nin hikayeyi ufaktan ufaktan bir reverse hareme çevirmeye çalıştığından şüpheleniyorum. Asıl kızımızın etrafında zaten iki erkek vardı başlangıçta; sonra buna Beagle eklendi, sonra da Kijima ve Heel kardeşler zamanında tanıştıkları Murasame. Geçen bölümlerde Kijima'nın atağa geçmesi ve Sho'nun Kyoko'yu 'ziyarete' gelmesiyle böyle bir aşk poligonumsu bir şey çıktı ortaya. Pardon da noluyoz? Tamam, hiçbiri Kyoko'nun pek umrunda değil, hatta neler olup bittiğinin farkında bile değil kendisi. Ne de olsa işine gelmeyen bir şeyi farketmemekte üzerine yok. Ama gerçekten, Ren kardeşimiz (kendisi orjinalinde 10 yıldır, benim içinse 5 yıldır, 20 yaşında takılıyor, abiden kardeşe terfi etti) Kyoko'nun etrafındaki yapışkan sinekleri temizleyecek diye harap oldu. Bir de zaten bu aralar Acıların Çocuğu edasıyla pek karanlık geçmişi yüzünden bocalıyor, rahat yüzü görmesin mi? Nakamura sensei, sözüm sana.
 Ren'in Kijima'ya laf sokmaları ve kendini ele vermelerini bir kenara koyarsak, 190. bölümde yaşanılan gün ne zaman bitecek merak etmiyor değilim. Hatta Ren, B.J.'i oynarken 24 saatlik bir günü 4-5 ay uzattıkları gibi Heel kardeşleri de birkaç yıldır izlediğimizi farkettim. Arada minik bir parti yaptılar falan bize de onlara da bir değişiklik oldu. Ama cidden, daha ne kadar uzatılacak Ren'in iç savaşı? Artık Sho ile karşılaştıklarında lönk diye aniden bir sonuca bağlanacak olmasa da kaydadeğer bir gelişme bekliyoruz! Ren'in Kyoko'yu karşısına alıp aslında Kuon olduğundan ve Amerika'da neler yaşadığından bahsedeceği günler çok çok ilerde, bunun farkındayız tabii ki. Ama ne bileyim Ren'in problemlerinin çözümü için o dönüm noktasına bir gelinse de, minik bir adım atılsa ve zavallı çocuğun psikolojik problemleri bitse. Sonra da White Day'e geçilse, Box R yayınlanmaya başlasa ve Kyoko'ya başka ilginç rol teklifleri yağsa, biz de karaktere bürünürken Kyoko'nun geçtiği aşamaları izlesek falan... Hayat ne güzel olurdu değil mi?
191. Bölüm, 4 Ağustos'ta yayınlanacak. O zamana kadar yine günleri sayacağız anlaşılan -nerede kaldığını göz önünde bulundurursak. Ecnebiler "cliffhanger" diyor. Uzun süredir böyle heyecanlı ve hassas bir yerde bırakmıyordu Nakamura-sensei. Bizim de umutlarımızın yükselmesi çok normal böyle olunca. Umuyorum bu sefer sesimizi duyar ve tatmin edici, "çözüm üretici" bir bölümle içimizi rahatlatır.

Yorumlar