Confessions of an Ugly Stepsister (2002)

Daha çocukluğumuzun masallarının yetişkin versiyonları bu kadar popüler olmadan önce vardı bu film. Yıllar önce gecenin bir saatinde televizyon izlerken denk geldiğimde (muhtemelen cnbc-e) ilgimi çekmişti, yarısında yakalamamdan dolayı kafamın biraz karışmasına rağmen. Orjinalinde Wicked ve Mirror Mirror'ın yazarı Gregory Maguire'ın bir başka romanıymış aslında, yayımlandıktan 3 sene sonra da filmi çekilmiş. Türkiye'de herhangi bir şekilde bulabiliyor olsam tekrar doğru düzgün izlemeden önce kitabını mutlaka okurdum ama nerdeee... Amazon'dan getirt falan derken kim bilir daha ne kadar zaman geçecek. Bakalım beleş e-book'u konusunda umutluyum.
Filmin isminden de anlaşılacağı üzere aslında Külkedisi (Clara) kızımızın üvey kardeşini ana karakter olarak bağrına basmış bu hikaye. Üstelik hikaye de öyle masal gibi falan değil, bildiğin yan komşuda olan bir takım olaylar işte. Yani birkaç yüzyıl önce yaşanmış versiyonları. İzlemek isteyenler için ayrıntılara girip büyüsünü bozmak istemiyorum. Ama bu kötü üvey ana ve kardeşlerinden çok çekip süper bir prensi kapmış zavallı kızcağızın hikayesinin 'karanlık' versiyonu falan anlatılmıyor; karakterlerin bazı küçük temel özelliklerini bırakılıp geri kalan her şey değiştiriliyor. Bu kısımları izlemek çok keyifliydi.
Ana karakteri, yani Külkedisinin çirkin üvey kardeşi Iris'i Azura Skye oynuyor. Açıkçası küçücük televizyon ekranı sağolsun (bizim evde hala LCDler plazmalar falan yok biliyor musun, hâlâ, evet) Drew Barrymore'un çok eski bir filmi sanmıştım, o kadar benziyorlar kızımızla. Ama sonra onun İngiliz aksanı olmadığını hatırladım. Bir zamanlar Buffy'de oynuyormuş Azura ama ben pek hatırlayamadım. Filmde bin kere "off çirkin değilsin işte be!!" diye haykırsam da sesimi duyuramadım. Ama insanlar hep güzel Clara'dan etkilense de sözde çirkin Iris'in neyi eksik olduğunu anlayamadım bir türlü. Evet, Clara pek alımlı, ama küstah bir küçükhanım. Yine de "ayy gıcık Clara yaea" diyemiyorsunuz. Hikayede gerçekten çok iyi bir denge var. Kimseye sihirli değnekler değmediği için buram buram yapmacıklık da akmıyor. Hem iç burkutucu hem de sevindirik hissiyat yaratan o sıcak hikayelerden. Diyorum ya, yan komşu. Çok daha keyiflisi, maceralısı tabii.
Küçük bütçeli bir filme göre kostümler, mekanlar ve diğer ayrıntılar hiç de fena değildi. Şimdiki modaya göre mükemmel dikilmiş jilet gibi prenses elbiseleri yok, oradan buradan pek antik görünümlü ama milenyumda yapıldığı hemen belli olan gösterişli eşyalar çıkmıyor. O 'eski' hava, Hollywood kalitesine kıyasla çok daha iyi yakalanmış. Görsellik kesinlikle masalsı değil, hikaye ile paralel olarak.

Sıradan olduğu için sıradışı kategorisine girebilecek bir uyarlama bu. Abartılı ayrıntılarla boğulmak istemeyenler, nostaljik bir hikayenin samimi bir uyarlaması olarak bu filme bir bakmalılar. Ne yazık ki her yerde bulunmuyor -kitabı gibi. Ama bir gün karşınıza çıkarsa bu fırsatı da kaçırmayın.

Puanlamadan olmaz!
Konsept: 8
Hikaye: 8
Anlatım: 6
Karakterler: 7
Görsellik: 6

Genel: 7.24

Yorumlar