En Başarılı Wonderland Uyarlaması, Syfy's Alice

Çocuk masalların yetişkin versiyon uyarlamaları Tim Burton'ın Alice In Wonderland filmiyle mi trend oldu tam hatırlamıyorum. Ama Pamuk Prenses versiyonlarıyla yarışacak kadar fazla adaptasyonu var bu öykünün de. Tabii ki müthiş yaratıcı unsurlarını her yönetmenin kendine göre değiştirebilmesi gibi bir güzelliği de var. İşte bu seferki Alice'i de özel kılan bu -en azından benim için. Tim Burton'ın Wonderland'ini seviyorum, izlemesi çok keyifli bir filmdi, şurada da bahsetmiştim hatta. Ne var ki elinde böyle bir malzeme varken Tim abimizin kendini çok zorlamadığını düşünüyorum. Syfy kanalı için yapılmış 2 bölümlük mini dizi Alice ise düşük bütçesine rağmen beni çok daha fazla tatmin etti.
Bir kere orasından burasından sevimli mantarlar çıkan rengarenk ve büyülü Wonderland değil burası. Distopik bir evren yaratılmış; köhne yüksek binalar kaplamış her yeri, insanlar korkularını ve mutsuzluklarını yenebilmek için anlık hazlar peşinde. "Bizim" dünyamızdan kaçırıp duygularını -bir nevi- uyuşturucuya dönüştürmek amacıyla tutsak tuttukları oyster denen bir takım kişiler var. Bunları hipnotize ederek ayaklarından tutku, şehvet, galibiyet, heyecan, gurur gibi hisleri akıtıyorlar ve büyük kazanlarda toplayıp satıyorlar. Ekonomi böyle dönüyor yani. Kupa Kraliçesi de bizleri yöneten -daha doğrusu uyutan, uyuşturan iktidar sahiplerine o kadar çok benziyor ki! Kimse kendi hayatını yaşamıyor, aldıkları iksirlerle tadamadığı duygular sayesinde kendilerini tatmin etmeye çalışıyorlar. Aslında burada beyni yıkanmış ve adeta zombiye dönüştürülmüş toplumlara alttan bir eleştiri yapıldığını düşünüyorum. Bunu öyle güzel ifade etmişler ki kendimizi görüyoruz orada. Ben de dahil çoğumuz maceraları ancak filmlerden, dizilerden ve öykülerden yaşamaya çalışıyoruz (kimisi bunu da yapmıyor, tüm heyecan hislerini yitiyor). Eh, günümüz teknolojileriyle olanaklarımız sınırsız gibi görünse de aslında çok daha kısıtlıyız, çok daha bağımlıyız. Sorumluluklarımız çok ağır ve bunlardan kaçamıyoruz. İstediği hayatı yaşayabilen kaç kişi var ki? Sonra da anlık hazlar yaşamak için uyuşturuculara abanmak çok mu saçma gerçekten?
İşte burada Mad Hatter devreye giriyor. Tabii Mad kısmını at. O sıfatı 'taş' ile falan değiştirebilirsin. Elbette Johnny Depp ile başlayan sempatik Şapkacı tiplemesi burada bir üst seviyeye çıkmış. Gayet genç, komik ve 'akıllı' biri kendisi. Açıkçası Hollywood-vari bir zorlama karakter gibi de durmuyor. Aşırı seksi, kas yığını ve pek kusursuz elmacı kemikli biri seçmeyerek bu dengeyi iyi sağlamışlar. O yanaklarını hep sıkasım geldi, çok sevimli bir şey yahu. Bir de aksanı var tabii! Alice Amerikan aksanıyla konuşuyor, Wonderland halkı ise İngiliz aksanıyla. İngiltere-Amerika ortak yapımı bir dizi olduğu için güzel bir ayrıntı olmuş bence. Hatter Wonderland'de bir çay dükkanı işleterek torbacılık yapıyor ahaıkfjd. Kötü gidişata dur demek için isyankarları gizli gizli desteklerken bir yandan da sistemi desteleyerek iktidarın bir köpeği olmuş yani. Bağlantıları çok olduğundan Alice'i onun yanına gönderiyorlar. Açıkçası bu minik ayrıntıları hep büyülenerek izledim, ne de güzel uyarlamışlar...

Alice ise erkek arkadaşının peşinden yanlışlıkla Wonderland'e düşmüş bir kızımız. Karete bildiği için önüne gelene tekme savuruyor, etrafındaki erkeklerin arkasına saklanıp korumalarını beklemeyerek. Hatta buraya zaten sevgilisini 'kurtarmak' için geliyor daha ne olsun! Tabii ki orjinalinde de güçlü bir karakter olduğu için bu versiyonda da ayakları yere basan ve kendi başının çaresine bakabilen, dik kafalı ve dürüst bir kadın görüyoruz. Kıyafetleri dışında hiçbir şikayetim yok kendisinden ama o kırmızı çoraplar neydi öyle yahu! Alice, ergenliği atlatmış bir arkadaşımız, giydiklerini de buna göre seçselermiş ya!
Distopik Wonderland uyarlamasının bir güzel öğesinin de görsellik olduğunu söylesem çok şaşırmaz kimse herhalde. Ormanda geçen kısımlar da var tabii ki, ama koca rengarenk mantarlar olmadan. Benim tek sorunum Jabberwocky'nin zorlama olarak oraya sıkıştırılması oldu. Fantastik bir öğe yok burada çünkü -geçiş portlarını vs düşünmezsek. Bunun dışında Kupa Kraliçesi ve Kralının ikamet ettiği kumarhane/oyun merkezindeki minik ayrıntıları farketmek çok eğlenceli oldu açıkçası. Her şey düşünülmüş, her sahnede Wonderland'e bir gönderme var -bizim bildiğimiz Wonderland'den tamamen farklı bir yer olsa da.
Eğer yan karakterlere şöyle bir bakarsak çok saygın oyuncular da görebiliyoruz aralarında, özellikle İngilizlerden. Hepsi de rolünün hakkını çok iyi vermiş. Yalnız White Knight'ı canlandıran Matt Frewer normalde beğendiğim bir aktör olmasına rağmen burada oyunculuğunun biraz abartılı olduğunu düşünmeden edemedim. Yine de Don Kişot-vari tavırları eğlenceliydi. Ayrıca Catterpilar uyarlamasını çok sevdim!
Alice'i herkes beğenir mi bilmem, ne de olsa büyük ölçüde değiştirilmiş. Wonderland'le alakası olmayan bir diyar olsa da her yerden Lewis Carroll'ın öyküsüne göndermeler var. Karakterlerin hepsini tanıyoruz ama aynı zamanda tanınmayacak kadar farklı bir halde. Bütün bunlara rağmen bile garip bir şekilde orjinaline sadık kalınmış olması, farkettiğimizde bizi keyiflendirecek pek güzel bir ayrıntı. Bunlardan bahsederek karakterlerin sürprizini bozmayacağım. Ama benim için en yaratıcı ve en başarılı Wonderland uyarlaması olduğu kesin.

Puanlamadan olmaz!
Konsept: 8
Hikaye: 7
Anlatım: 7
Karakterler: 9
Görsellik: 8

Genel: 8.56

Yorumlar