Silent Hill: Revelation 3D (2012)

Geçenlerdeki fragman postunda da demiştim en çok Silent Hill'i bekliyorum, hatta cimrilik etmeyip sinemada izleyeceğim diye. Hah, gittim gördüm geldim işte. İyi halt ettim. Tahmin ettiğim gibi pek mutlu çıkmadım salondan, neyse ki küfür de ettirmedi.
-Abi Silent Hill çok tuttu. Filminin başarısı da hiç fena değil, bu kadarla bırakacak halimiz yok herhalde.
-Yok olm ceketi koysak da izlenecek o film. Biraz daha ekmeğini yemesek çok ayıp olur yani.
-Uğraşmaya değer mi ama yaea?
-Ohoo kim uğraşcak onunla... Al işte oyundan bir iki unsur, gerisini de salla bişiler işte. Çok mantıklı ve kaliteli olmasa da olur. Kasmaya lüzum yok.
-Tamam abi, biz paramızı kazanalım da beğenmişler beğenmemişler çok önemli değil zaten.
-Aman herkesi memnun edecek halimiz yok.
-Fanlar da çok şey istiyo.
-3D çekicez daha nolsun?
-Yağğni bizim olanaklarımız da kısıtlı sonuçta, anca bu kadar oluyor.
-Oyun ve film çok farklı kulvarlar değil mi?
-Evet ya.
-Hıhı.

Film ekibinin muhtemel diyaloglarını aktardım size. Sağolsunlar film boyunca ticari amaçla çekilen bir Hollywood filmi yapmaya çalıştıklarını gözümüze soka soka anlattılar. Ha ama Silent Hill'in ilk filmini sevmiş ve yeni bir takım unsurlarla şöyle bir nostalji yapmak istemişseniz hava hoş tabii. Hem de 3D çekim; devamlı suratınıza karlar düşüyor falan. Eğlenceli yine de. Hem o 3D gözlükler ne kadar silersen sil buğulu gösteriyor, özel efektlerin berbatlığı gözünüze batmıyor falan.
Hikaye, Silent Hill'den dünyamıza dönebilmeyi başarabilmiş Sharon'un büyüyüp tekrar rüyalarında devamlı burayı ziyaret etmesi etrafında dönerek 1. filmin devamı niteliğini taşıyor. Ben oyunları hiç bilmiyorum ama merak ettiğim için hikaye bakımından aralarındaki farkı şöyle biraz araştırdım. Araştırınca da bazı boşluklar ve saçmalıkların nedeni anlamış bulundum. SPOILER///Mesela Vincent arkadaşımız bu saçmalıkların en birinci örneği olsa gerek. Heather'la daha okulun ilk gününden samimiyeti kuruyorlar (kız "etrafımda parazit istemiyom ben yaklaşmayın bana" naraları atmasına rağmen) ve aynı gece hayatını feda edecek kıvama gelen bir romantizm yaşanıyor aralarında. Bana hem zorlama hem de saçma gelmişti. Evet, suç Hollywood'un. Bunun dışında ekranda göründüğü anda nalları diken bir adet de dedektifimiz var ki asıl Vincent figürü bu olmalıymış falan, Heather'a yardım edecek karakter amacıyla. Normal Vincent (?) da bu kadar önemli bir karakter değilmiş. Ayrıca daha fazla görmek istediğimiz Trinity Claudia Wolf ablamızla da oyunda hakikaten de daha fazla karşılaşıyormuşuz.///SPOILER

Ha bir de Demon Alessa'nın bir emo ergen olması gibi sorunlar da var mesela. Hadi makyaj olduğunu çok belli edeceksin, ölü-zombie makyajı falan olsun bari bu, feyşın makyajı değil de. O siyah ruju Silent Hill'de nasıl bulmuş Alessa mesela? Hele malum Darkness gelince yer yerinden oynuyor ki kozmetik mi kalır? Yüzüne sürdüğü pudra, köhne Silent Hill'de görülmemiş beyazlıkta. Hatta biraz daha kassalar pürüzsüz bir porselen cilt yaratacaklarmış. Silent Hill değil de gotik temalı moda çekimi sanki. Oyunuyla karşılaştırmalı ibretlik paylaşımlar yapıyorum:
Ha başrol oyuncusu Adelaide Clemens kızımızı sevdim ama. Henüz solaryumlu, fabrika imalatı sarışın Hollywood yıldızı kıvamına erişmemiş. Oyunculuğu fena değil gibiydi. Michelle Williams'ın daha az sinir bozucu versiyonunu hatırlattı bana. Sean Bean de harcanmış sanki. Vincent'ı oynayan Game of Thronesçu arkadaşa dramatik sahneler çok yakışıyor ama o bakışları Küçük Emrah sen daha doğmadan yapıyordu canım. Ayrıca kısasın.

Tabii ki hemşireleri ve Piramit Kafa'yı görünce pek bir sevindim. Her ne kadar Piramit, ameleliğe terfi ettiğinden beri korkunçluğu biraz eksilip sempatik bir tipe dönüşmüş olsa da yine de severek izledik. Yeni birkaç canavar da gördük (örümceğimsi şey çok şukelaydı mesela). Bunlar da çoğunlukla 2. oyuna ait oldukları için hikaye ile pek bir bağlantısı yok tabii. Ha bir de ilk filme göre biraz daha kanlı bir film olmuş. Her saniyede bir yamyamlık göndermeleri... Halbuki Silent Hill daha karanlık havası olan, ürpertici bir filmdi. Öyle cee-e yapıp anlık sıçratmalar ucuzluğunu ve "kan gövdeyi götürüyor hadi korkun şimdi" numaralarını pek görmezdik. Daha, nasıl desem, gizemli bir havası vardı hep. O hava gitmiş sanki. 3D olmasına rağmen Darkness gelince o kadar ürpermiyoruz artık.
Sinemada yan tarafında oturup ota boka gülen arkadaşların da filmdeki hiçbir şeyi ciddiye alamamamda bir payı var elbet. Oyunun hayranı olup da ne hale çevirdiklerine gülüyor olma ihtimalini saymıyorum çünkü klasik bir fan böyle durumlarda sinirlenir, patlamış mısır atar ekrana falan. Ama bu arkadaşlar her "korkunç" sahne önümüze geldiğinde kıs kıs güldüler sanki komik bir şey varmış gibi. Yani efektler trajikomikti, evet, ama ben bir Evil Dead'de bile bu kadar gülmedim. Yeni neslin olur olmaz cıvıklığına vereyim hadi.

Silent Hill'in ilk filmini sevip de nostalji yapmak için fırsat arıyorsanız gidin, beklentileri düşük tutuyoruz tabii. Silent Hill oyununun hayranıysanız zaten gitmişsinizdir şimdiye. Sevmiyorsanız zaten gitmeyi aklınızın ucundan geçirmeyin. Romantik komedi var vizyonda bol bol, alın sevgilinizi romantik dakikalar yaşayın. Ne uğraşcaksınız Silent Hill'le mille...

Puanlamadan olmaz!
Konsept: 8
Hikaye: 3
Anlatım: 4
Karakterler: 5
Görsellik: 6

Genel: 4.68

Yorumlar