Yarım Bırakılan Animeler

2013'e girmek üzere olduğumuz şu günlerde, acı verici bir gerçeği farkettim ki ben bu sene hiç anime izlememişim! Daha doğrusu hiç anime serisi bitirmemişim. Başladıklarımın çoğu zaten yeni dizilerdi ve o "seri tamamlanana kadar bekleyip toptan izleyeyim" düşüncesi ile tekrar tuzağa düştüm! İnsanlar gelecek programdaki hangi animeleri takip etsem diye planlar yaparken ben yarım bıraktıklarımı hangi motivasyonla devam ettirebilsem diye dertleniyorum. İyi gaz lazım bana. Ya da otururken izlemeyi çok rahat hale getirecek bir sandalye. Çünkü söz konusu bilgisayar olunca masabaşı insanına dönüşüyorum. Bütün o bir buçuk saatlik Kore dizilerini hep sandalye tepesinde bitirdim ben. Bir de okul bitince sırt ağrılarımın biteceğini ümit etmiştim heheyt...

Gereksiz bilgiler içeren açılıştan sonra en çok izlemek istediklerimle başlayayım:
Mawaru Penguindrum: İlk birkaç bölümü izleyince bunun farklı bir anime olacağını anladım. Birçok türü kendi içerisinde barındıran eklektik tarzı fena halde yanlış gidebilirdi halbuki. Bir yandan penguenler sevimlilikler falan derken çok ağır bir konu işlenmiş. Klasik mahou shoujo öğelerinden hafif bilim kurguya falan yöneliyor böyle falan. Bir de tabu olayı var ki zaten sürükleyici ve ilginç bir anime olmasaydı bile izlerdim sanıyorum. Yalnız spoilerlardan kaçmaya çalışırken bile 'az çok' sonunu biliyorum gibi bir şey. 'Tam olarak' bilsem izlemezdim çünkü her yerinden "benim sonum acıklı olacak, çok pis sefil edeceğim seni" diye bağırıyor. Ama bir umut işte...

Chihayafuru: Aslında bu tarz shoujo animelerin genelde mangalarını okuyorum ama işte o zaman benim için bütün büyü bozulacak. Karuta oyunu anime diliyle daha güzel anlatılmış çünkü, hiç sıkmıyor. Mangada bölümler süren bir müsabakayı çekebileceğimi sanmıyorum. Çizimlerin de animeye göre daha kötü olduğunu düşünürsek, sıkılıp bırakacağımdan eminim. Bir de Mamoru Miyano faktörü de var ki burada, ağzına bi tane vurasın geldiği Vampire Knight Zero iç bayıcılığıyla değil tapılası Tamaki sesiyle konuşuyor. O yüzden Taichi, karakter olarak pek tipim olmasa da gizli gizli destekliyorum kendisini. Gerçi Chihaya sanki onu 'sadece arkadaşı' olarak görüyor. Tabii bu animede asıl odaklanılan unsur romantizm değil de çok çalışma, azim, mücadele vs gibi Japonların pek önemsediği çok yüce erdemler. Ama bir üçgen var şimdi, inkar etmek saçmalık olur -ki bilen bilir, ben aşk üçgenlerinden nefret ederim. En kötüsü de manga 100 bölümü geçmiş olmasına rağmen hala hiçbir gelişme yok (evet, şöyle bir baktım son çevirilere)... Romantizm unsurunu attığımızda bile elimizde çok eğlenceli bir anime kalıyor. Ocak'ta 2. sezon başlayacağına göre şimdi tek sorun; yeni bölümlerin tamamlanmasını beklesek de mi izlesek beklemesek de mi izlesek?

Star Driver - Kagayaki no Takuto: Mecha animelerinin seveni çok olduğu gibi nefret edeni de bol. Ben ikisinin arasıyım sanırım, çok sallamayangillerden. Zaten artık öyle, bölümlerin 3/4'ü uzay savaşı sahnelerinden ibaret olmuyor. Star Driver'da da sadece öyle küçük bir unsur eklemişler gibi. Ordan biraz Code Geass titreşimleri aldım. Tabii ana karakter Takuto'nun Lelouch ile alakası yok. Ama kaliteli animasyon, gizli kapaklı işler, rengarenk saçlar beni çağırıyor adeta. Yine bir Mamoru abimiz var tabii.

Steins;Gate: Konusu çok ilginç ama benim gibi bilim, fizik, matematik özürlü gerizekalılar için fazla karışık bir anime bu. Daha önce de birkaç bölüm izleyip bıraktığım için uzun bir aradan sonra tekrar izlediğimde ancak anlamıştım. Mış'lı geçmiş zamandan anlaşılacağı üzre yine bıraktım kendisini. Artık son bir kez tekrar deneyeceğim ve bitirerek mutlu sona ulaşacağım diye umut ediyorum. Mamoru #3.

Natsuyuki Rendezvous: Bu ne sevimli, ne doğal, ne klişe-free bir animedir böyle! Böyle güzel joseiler denk gelmiyor hep. Konu tam mangalık olmasına rağmen animeyi izlemeyi de seçebilirim, hala karar veremedim. Ayrıca anime kızlarının kısa saçlı olup da erkeğe benzememelerini çok seviyorum -gerçek hayattakinin aksine.

Ao no Exorcist: Shounen mangaların tüm klişesine sahip olmasına rağmen ana karakterini çok sevdiğim, ölüp bittiğim ve mutlaka seyredeceğim bir anime.

Azumanga Daioh: Ciddi anlamda komik. Çok komik. Yarın ölürsem sırf bunu izlemedim diye öbür tarafa geçememiş bir hayalet olurum.

Natsume Yuujinchou: Japon mitolojisi, supernatural de bana, işte geldim burdayım. Bir de böyle naif ve sevimli baş karakteri varken niye onca yıldır oyalıyorsun şu Natsume'yi Duygu? En azından 1. sezonunu bitirebilsem...

Chobits: Her bölümde 15 adet pantyshot gösterimi olan bu tarz animelerden kaçınmaya çalışsam da Chobits çok tatlıydı, Chii kalbimizi fethetti. Hızlı başladım, yavaş bile bitiremedim. Tek sorun, ana karakterin 35,  Chii'nin 15 yaşında göstermesi. Ama anime işte, Japon'un zevki böyle deyip geçiyoruz tabii.


Bundan sonra izlemeyi pek düşünmediğim, dropped statüsüne geçecek animeler:
Panty & Stocking with Garterbelt: Aslında potansiyel var, ben bu animeden sıkılmayabilirdim. Ama çizim konusu benim için önemli ve kızlarımızın çoğunlukla böyle karikatürize/kortonize(?) halde dolaşması benim canımı sıkan bir ayrıntı. Halbuki çok esaslı kızlar, pek eğlenceliler. Yazık oldu.

Hayate no Gotoku!: Artık dizideki nüfusu fazlaca olan seksi kızların hiçbir özelliğini bulamayacağımız esas oğlanımıza teker teker aşık olduğu animeleri/hikayeleri kafam kaldırmıyor. Hele hele 10 yaşındaki tsundereler devamlı pantyshot gösteriyorsa. Pantyshot göstermek. Bu pek anlamlı söz öbeğini de yeni keşfettim. Bizimle deyilsın Hayate.

Durarara!!: Chobits gibi hızlı başladığım ama ana karakter fazlalığının bende yarattığı kafa karışıklığından dolayı, kazandığı efsanevi statüsünün hakkını veremediğim bir anime. Çok istedim sevmeyi, gerçekten. Ama ne gözlüklü kıza kanım ısındı, ne 17'sinde tüm hayatın anlamını çözmüş ukala yakışıklımız ve ona devamlı bir şeyler atan huysuz sarışına, ne de özenti liselilere (Mamoru #4)... Ha sadece kafasız motosikletli bacının maceralarını konu ediyor olsaydı o zaman devam edebilirdim o başka.

Aria The Animation: İlk bölümlerinden anladığım kadarıyla çok huzurlu, sevimli ve naif bir anime bu. Sıkıcı da değil ama 'benim için' bir şeyleri eksik.

K-On!!: İlk sezonunu bir şekilde izleyip sevdim aslında. Karakterler çok sevimliler falan, evet ama konsept beni baydı. 1. sezon + Lucky Star yeter de artar.

Red Garden: Korku-gerilim animesinden ne bekliyordum sanki ama fazla negatif bir anime gibi geldi bana? Karakterleri sevmediğimden de böyle konuşuyor olabilirim. Ya da çizimleri. (güncelleme: manga çizimleri enfes yalnız)


Sevmeme rağmen devam etmeyeceğim animeler:
D.Gray-Man: 25. bölüme kadar falan geldim, çok da sürükleyici buldum. Ara verdikten sonra ise olayları tamamen unuttum -aradan en az 5 sene geçti. Tekrar 25 artı 100 küsür bölümü izlemeyi bir tarafım yemiyor. Allen Walker'ı seslendiren kişi kadın olmasına rağmen yine de sevmiştim çocuğu ya. İyi diziydi, tam dişime göreydi...

Bleach: "Filler" desem herkes neden yarım bıraktığımı anlar herhalde. Zaten bu kavramın ne olduğunu Bleach sayesinde öğrendim. Yahu mangası daha yazılmadıysa siz de ara verin? Gece gündüz hipnotize olurmuşçasına izlediğimiz hayvani bölümlerden sonra o gerizekalı ve ilkokul çocuklarının bile beğenmeyeceği ne idüğü belirsiz "şey"leri yapınca oldu mu yani? Filler olayı yüzünden Bleach'i bırakan, hiç de azımsanamayacak çoğunlukta anime-sever bir kitle var yani. Yapımcılar burayı okusun (mümkünse çeviri programı olarak Google Translate kullanmasınlar) ve silkelenip kendine gelsin. O değil de, Bleach bitmiş bile olabilir...

Beelzebub: Pek sürükleyici ve eğlenceli, komedinin kimi zaman benim o pek sevdiğim absürtlük derecesine çıkmasını takdir ettiğim bir anime olmasına rağmen şu anda 60 bölüm shounen izleyecek durumda değilim. İleride izleyesim gelirse, yerini dolduracak bir başka anime çıkmış olacak zaten. Üzgünüm şirin İblis bebe.

Bakemonogatari: Sanırım beklentilerim biraz daha farklıydı. Doğaüstü öğelere daha çok yoğunlaşmış, daha sürükleyici ve daha az durağan bir anime bekliyordum sanırım. Komedi üslubu benzese de benim için bir Arakawa Under the Bridge ya da Sayanora Zetsubou Sensei değil.

Mobile Suit Gundam 00 Second Season: Listedeki arkadaşlarının aksine bundan 1 bölüm bile izlemiş değilim. Her şey ilk sezonu bitirince ikinci sezonun bölümlerinin tamamlanmadığını öğrenmemle oldu. Ne yapıyorsa o bekleme yapıyor zaten, soğutuyor herhalde. 1. sezon cliffhanger ile bitip merakta bırakmasına rağmen ikinci sezonu izlemeye tenezzül etmemek nedir yani? Halbuki animasyon kalitesi bildiğin göze bayram kıvamında, Mamoru (#5) o sevimsiz bayık modunda olsa da...

Higurashi no Naku Koro ni: Bu efsane animeyle bir takım problemlerim var benim - konusu en sevdiğim türden halbuki. Bir kere niye kızlarımız 8 yaşında gibi görünüyorlar? Ben korku türünü izlerken ordan burdan sevimlilik fışkırsın istemem yani, o mistik modu bozuyor. Tamam, animelerin kendine has tarzı var ama ben loli+korku kombinasyonuna ısınamadım. Ayrıca bu anime bitmiyor kardeşim! Kaç sezon götürür ki aynı konu? Öldürecek insan kalır mı ki kasabada? Sonradan sıçıp batırma potansiyeli var sanki?


Animeleri izlememiş olup da ilgilenenler için konularından şöyle bir bahsetmek isterdim ama malum, her zamanki derdim, postun uzunluğu...

Yorumlar

  1. Böyle bi yazı ben de düşünüyodum ama çok üşeniyorum, yazılmışı varken bi okuyup yorum yapıyım :B

    Mawaru Penguindrum, 12-13 bölüm izledim ve ben de yarım bıraktım. Bi gün tamamlıcam da hep unuttum bile baya bi karıştırmışlardı bi de sanki. En zorlayan kısmı da arkada ciddi ve karmaşık muhabbetler dönerken önplanda bi şeyler yaşayan penguenler yüzünden dinleyemiyodum olayı. Kaç kere kaçırdım öyle geri aldım ama ço sevimli şebekler :B


    Steins Gate, bu anime de çok overrated. Evet iyi hoş sürükleyici ama o kadar değil. Konu öyle anlaşılmıcak gibi değil, ki ben de tam bu konuların budalasıyımdır. Bitir rahatla bence :B

    Natsuyuki Rendezvous, bir josei sapığı olaraktan tek seferde bitirmiştim, çok tadı damağımda o yüzden :')

    Ao no Exorcist, izledim bitirdim ama pişmanım keşke mangasını okusaydım diyorum. O kadar saçmaladı ki, mangasını okuyanlara göre sçıp sıvamışlar zaten animede.

    Natsume Yuujinchou, aynen ben de yıllardır 1. sezonu bitiremedim dpıasjdoaısjd her bölüm başka konu olmasından itiliyorum sanırım bilemedim.

    Dropped listenden K-on'a 2. sezon için şans verebilirsin bi süre sonra bence. Ya da movieyi izle direk. Gerçi ben Lucky Starın sadece ilk bölümü izledim ama K-on candır diyenlerdenim.

    Daha 3-4 taneye de yorum yapıcaktım da hem üşendim hem çok uzun olmasın dedim dıoajsdoaısjd neyse.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mawaru'daki o felsefik sohbetler arasında penguenlerin sevimli bir şeyler yapması hakikaten çok dikkat dağıtıcı yahu. Bir de niye oradalar acaba, maskot olarak fazla göz önünde değiller mi? Ama iyidir iyidir.

      Steins Gate sana kolay gelmiş, benim o konulara kafam basmaz pek. Ha ama yine de çok severim o ayrı =.='

      Ao no Excorcist için bunu demeyeydin iyidi. Mangayı bir deneyeyim madem, olmazsa, sıkılırsam animedeki sıçışı izlerim...

      K-on sanki 1. sezonun azıcık aynısı gibi geldi ilk 5 bölümde ama filmi izleyebilirim evet. Gerçi onu seviyorsan Lucky Star'ı da severdin? Abi seviyorsan git konuş bence.

      Natsume, xxxHolic gibi her bölüm ayrı macera tadındaki animeleri tercih etmeyenler için sıkıcı gelebilir ya ama ben xxxHolic hayranıyım. Natsume'yi izlemem lazımdı ya naptım ben nasıl bir günah işledim böyle!

      Natsuyuki'yi şu anda bir şey yapacağım ama izlemek mi okumak mı çok kararsız kaldım. Yoksa bu tarz joseiler görünce atlamak lazım, bırakmamak lazım. Bence hem manga hem anime yapmalı.

      Niye üşeniyosun ya üşenme, uzun olsun ben uzun yorumları seviyorum:D

      Sil
    2. Hee dur bi kaç tane daha yorumla devam edicem o zaman dıoajsdoıasjd

      Sevmedim değil Lucky Star'ı hatta ilk bölümde sonu gelemyen gereksiz muhabbetlere bayıldımdı ama bi şekilde devam etmiyorum. elbet bi gün :B

      He bak aynı sebebpten Holic'i bıraktım ben yarısında :') Bi de o leylek bacaklara çok dayanamadımdı, gerçi devam etmeyi düşünmüyo değilim ama önce Natsume.

      D. Gray Man'e aynen ben de 2 kere başladım! Sanırım 30a kadar gelebildim ama böyle çok darladı yok gitmiyo gerek yok zorlamaya didim. Halbuki Aren Waakaa bebesini ne de çok sevmiştim.

      Bleach'i 170 bölüm izledim. Hala neden devam ettim bilmiyorum yani anlamlandıramıyorum boşa giden zamanıma yanıyorum :')

      Beelzebub için de Gintama'yı izledinni bilmiyorum aynı o tarz. Ama Beelzebubda konuya bakmıcaksın feci batırıyolar çünkü, sadece Baby Beel'ya falan gülmelik Oga mıydı çocuğun adı ona ve kankitosuna gülmelik çok sevdiğim bi seri kendisi. Hatta yine izleyesim var :')

      Bu kadar galiba diceklerim :B

      Sil
    3. Gintama'yı izlemeyi çok istedim ama çok uzun yahu öyle böyle değil. En azından Beelzebub 60 bölüm mü neymiş -ki benim için 50 bölüm bile fazladır. O yüzden devam edersem Beelzebub'dan...

      O değil de Allen Walker gibi zor bir İngilizceyle kendilerini niye sınıyor Japonlar? Telaffuz edemeyeceksiniz işte hey yarabbim...

      Leylek bacak demişken, anime işte illa ki bir oran hatası abartısı olacak. Clamp stili diye bir janr sokmuş adamlar ama zevk biraz da tabii. Yeni trend K-on tarzı sanırım. O da çok tatlı^o^

      Sil
  2. bleach'in animesi japonyada yayından kalktı diye bir şey duymuştum ben. fillerlardan reytingleri düşmüş galiba =))

    panty&stocking gainax elemanlarının sarhoşken bulduğu bir fikirmiş öyle bir söylenti vardı :P gainax trollüğünü bunda da görmüştük. eğlenceliydi.

    higurashi no naku koro ni aslında bir oyun. oyunu oynamayı düşünür müsün? hoş oyunun grafikleri felaket. bir de bu seriyle az biraz bağlantılı umineko no naku koro ni var ona bir bak istersen ben sırf senaryo için izledim. oyunun grafikleri gene felaket ama animesinde küçük kızlar yok en azından. hoş onda da gereksiz efektler ve klasik anime çizimleri var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fillerları bence kimse izlemesin zaten yahu bizim en boş dizileri izleyen Türk milletinin bile onu izlemeye sabrı olmaz bence...

      "Oyun" teoride sevdiğim bir şey olsa da hiç öyle kaliteli bilgisayarlar geçmediği için öyle koltuğa kurulup oynayamıyorum. Azıcık kastırınca çıldırtıyor beni:/ Ben de yeter ki Photoshop'u açsın diye düşünüyorum ki uykusuz gecelerimin ve ödevlerimin yetişmemesinin nedenidir:D

      Gainax, Gurren Lagann ve FLCL'yi yapanlar değil miydi ya? Neden çok ısınamadığım anlaşıldı o zaman. Ben ayıkken üretilmiş fikirleri seviyorum demek=.=

      Sil
  3. mystery novel visual game demek daha doğru sanırım. şurda yazmışım http://beta.eksisozluk.com/entry/28294229

    çok çok kaliteli bilgisayarlara ihtiyaç yok. roman okur gibi okuyorsun ama gizemleri çözmek yoruyor insanı. bir de dediğim gibi grafikler iğrenç.

    gainax'ı ben de çözemedim -.- hele felsefi anime olayları çok geriyor beni, yani felsefi anime iddiaları. panty&stocking beni animelere tekrar ısındırmıştı tuhaf bir şekilde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. P&S'nin seveni çok var aslında ve ben hala kötü olduğunu düşünmüyorum. Sadece çizimleri bana hitap etmiyor:/

      Oyun konusunda çok gerideyim ben yahu hiç mi takip etmez insan? Elenda Hazal sayesinde WoW deneyim dedim oy oy zavallı bilgisayar kaldıramadı... Demek hepsi öyle olmuyormuş. Bak böyle kendi çapında oyunlar varmış ama kastırmaması grafiklerden herhalde. Denemek lazım hmm

      Sil
  4. Beelzebub'ı, Bleach'i , hele hele D-Gray Man yarıda bırakılır mı?! :D Şaka bir yana ben Beelzebub'ın çok büyük hayranıyım, tamam animesi pek komik değil ama mangasını bir okusan ayıptır söylemesi altına kaçırırsın! :D :D :D D-Gray Man az biraz sıktırır ama Beelzebub süperdir! ^___^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mangada shoujo, animede shounen/seinen gittiğim için Beelzebub'ın mangasını okumayı hiç düşünmemiştim. Ama bir deneyeyim o zaman madem komik;) D.Gray Man'i ise hiç sanmıyorum okuyacağımı çünkü dövüş/aksiyon hikayelerinde çizimler hareket etsin isterim.

      Ayrıca Bleach çok rahat yarım bırakılır hatta o filler bölümlerde insanlar nasıl devam ediyor ben de onu anlamıyorum:D

      Sil
    2. Valla tatlım Beelzebub o kadar komik ki :D Biraz küfürlü olduğunu kabul ediyorum ama onu komik yapan tarafı biraz da bu :D Aynen bende anime de shounen ve seinen izliyorum ama mangaları hep shoujo okuyorum :D Bir tek Naruto'yu shounen manga olarak okuyorum ki o da Nisan ayı boyunca filler verecek, dayanılır gibi değil o__O

      Sil
    3. Ya küfürlü olması çok önemli değil benim için, bir bakayım o zaman;) Ya hadi mangaların filler bölümleri o kadar fena olmuyor. Sadece Nisan ayı diyorsun mesela. Animelerde bunlar 20-30 bölümden az sürmüyor ohoo sıkıysa sabret...

      Sil
  5. İnsanı öldürür resmen :D Aslında ben fillerları daha çok seviyorum :DDD

    YanıtlaSil

Yorum Gönder