Muhteşem Gatsby - F. Scott Fitzgerald

Böyle şeylere çok önem veren biri değilimdir ama yeni yılın açılış postunu, 2013'e beraber girdiğim ve bu aralar takık olduğum bir hikaye ile açmaya karar verdim, diğer bekleyen postların yanında.

Benim de bu Muhteşem Gatsby olayına ilgim elbette ki çoğu kişi gibi Hollywood uyarlamasını (daha doğrusu fragmanını) görmemle başladı. Aslında sadece filmi izleyip geçecektim ama gösterim tarihinin devamlı ertelenmesi ve benim merakımın bir türlü giderilememesi derken kitaba göz koydum. Normalde de uyarlamalarını izlemeden önce mutlaka kitabı okumaya çalışırım. Bu yüzden kafama bayağı yattı bu roman işi. Tabii kafamdaki fikri eyleme geçiremedim çünkü nereye gitsem bulamadım bu kitabı. Hangi kitapçıya girsem direkt F kısmına yollanır olmuştum ama yok! Aylar sonra dizimin dibindeki Cevahir D&R'da buluverince (hem de iki versiyonunu birden) ufak çaplı bir kriz geçiriyordum adeta. Sonuçta da kitabı aldım, açtım, okudum ve bitirdim.

Öncelikle söylemeliyim ki, benim beklentilerim haliyle büyüktü bu kitaptan. Hevesle bekliyorum çünkü, işin içinde hayran olduğum 20'ler var. Ama bu dönemin stiline hayran olanlar için kitap oldukça yetersiz, anlatımı ve tasvirleri bir filmle karşılaştıracak kadar belirgin değil çünkü. Romanı okurken hikaye ve karakterler öne çıkıyor, muhtemelen filmde gözümüze sokulacak görsel şölenin yaratacağı sürükleyiciliği yok. Zaten Fitzgerald'ın üslubu çok akıcı sayılmaz. Kitabın ortalarına hevessiz ve heyecansız bir ruh halinde geldim. Bu ilk yarısının kötü olduğu anlamına gelmiyor, sadece ben beklediğimi bulamadım. İkinci yarısında da beklediğimden çok farklı bir hikayeyle karşılaştığımı itiraf edeyim ama hemen beklentilerimin ötesinde diye de ekleyeyim. Bir kere bunun bir aşk hikayesi olmadığı daha kitabın başında belliydi -filmde (fragmanda) gösterilenin aksine. Ama "ne kitabı" olduğunu da tam anlayamıyorduk, yazarın tam olarak neyi vurgulamak istediğini. İşte sona yaklaşırken bu aydınlanmayı yaşayıp yazarın anlatmak istediğini çok iyi anlıyoruz. Uzun süren belirsizlikten sonra yazar mesajlarını adeta gözümüze sokuyor.

Muhteşem Gatsby'e gelirsek... Hangi Gatsby? Jay Gatsby tabii, ana karakterimizin komşusu. Ama kendisi kitabın ana karakteri olmasa da ana kahramanı, hikaye onun üzerine kurulu. Ana karakterimiz Nick ise bu Gatsby denen adamı tanımaya çalışırken tam anlamıyla bir insan sarrafı gibi davranamıyor elbette. Kitabın sonuna kadar gizemini koruyor, defalarca onun hakkında yanlış yargılara düşüyoruz. Bu adam iyi mi kötü mü bir türlü anlayamıyoruz. Tabii kitapta herkesin olduğu gibi onun da hem zaafları hem erdemleri olan bir adam olduğunu görüyoruz. Hayır, bu bir spoiler değil, sadece bunları söylemek onun gibi sırlarla dolu bir adam için kesinlikle yeterli değil.

Konu Gatsby'nin verdiği gösterişli partiler ve yazarın kendi tabiriyle Caz Çağı etrafında dönüyor, tabii sonra Nick'in kuzeni olan Daisy Buchanan dahil oluyor konuya, her ne kadar en başta seyirciyle ufak bir şekilde tanıştırılmış olsa da. Bu bir aldatma hikayesi olduğu için mi bu kadar bağlandım öyküye bilmiyorum. Evet, aldatma hikayelerine garip bir takıntım var -sadece kurgu üzerinde tabii. Ama bu öykü aldatma üzerine kurulu değil, aşkın yüceliğine de, insanların iki yüzlüğüne ve kaypaklığına da değil, hepsi üzerine belki de. Caz kültürüne eleştrilerle, "sosyete" kesim hakkındaki sosyal tespitler üzerine kurulu. İnsanların gerçek doğası üzerine; bu da aşkı, takıntıları, ihaneti ve entrikayı da içeriyor tabii. Benim gibi entrika sevmeyen, duygu sömürüsü görünce arkasına bakmadan koşarak kaçan tiplerin bu kitabı sevebilmesi de anlatımın kusursuz dengesinde gizli. Evet, dramın dozu yüksek ama garip bir sakinliği ve doğallığı var. Olaylar abartılmadan, çok yalın betimlemelerle anlatılması onu bir diğer "acıklı" hikayelerden ayıran en hayati öğe olsa gerek. Ama onlardan çok daha etkileyici.

Ben bir tek çeviriyi sorunlu buldum ki sanırım bu konudan şikayetçi olan sadece ben değilim. Orjinal versiyonunu okumamış olsam bile kitapta çeviriden kaynaklandığını az çok anladığım bir eksiklik vardı, belki de hemen içine girememizin nedeni. Kapağının daha şatafatlı olmasından dolayı bir hata yaparak aldığım Püren Özgören ve benim raflarda hiç göremediğim Can Yücel çevirisi de dahil, çevirilerin pek iyi olduğu söylenmiyor. Bu yüzden İngilizcesine güvenen orjinalini okusun. Yalnız dilinin ağır ve zor olabileceğini duydum, onu da belitmeden geçmeyeyim.

İlk başlarda öyle gözükmese de aslında gerçekten abartıldığı kadar güzel olan bir kitap bu. Tabii ki kişinin zevkine göre değişir. Ancak beklediğimden çok daha derin, eleştirel bir tarzı olması, hikayenin buruk bir tat bırakması, onu benim için daha etkileyici kılıyor. Üslubu zor olsa da tekrar tekrar okuyacağım, favori kitaplarımın içine girdi bile!

2013 adaptasyonu Baz Luhrman imzalı filmin postunu okumak isteyenleri şuraya alalım.

Yorumlar

  1. fitzgerald okumayı uzun zamandır düşünüyordum. güzel bir post olmuş. teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. 1975 yılında Filiz Ofluoğlu tarafından Büyük Gatsby çevirisini okudum sevgili Stardust. (Aslında şu an baya bir paniğim ama kendimi tutuyorum) İnanılmazdı! Muhteşemdi! Büyük diye çevirmiş ama kitabın çevirisi, tasvirler tam anlamıyla muhteşemdi!

    Panik olmamın sebebine de gelirsek eğer: Fitzgerald bu konuda çok yanlış anlaşılıyor. Çok, çok büyük bir yazar gerçekten. Çeviri problemleri nedeniyle yanlış anlaşılınca bende dolayısıyla panik oluyorum sanki adamın avukatıymış gibi.

    Hatta şuraya Büyük Gatsby'nin linkini de bırakayım: http://www.nadirkitap.com/buyuk-gatsby-kitap3185874.html

    Bir de acaba bu "great" hakikaten de "büyük" anlamıyla kullanılmış olabilir mi dersin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok heyecanlanmışız bakıyorum, insan bir şeyi çok beğenince kendini tutamıyor değil mi^^ Fitzgerald'ın hangi konuda yanlış anlaşıldığını iddia ediyorsun bilmiyorum ama film adaptasyonuna bakılırsa epeey yanlış anlaşılmış (ya da ticari kaygılar yüzünden yanlış anlamak istemişler). Dili bakımından diyorsan kesin doğrudur, herkesin eleştirisi bu yönde gördüğüm kadarıyla.

      "Great" burada büyük mü yoksa muhteşem anlamında kullanılmış, yorum yapmak benim haddi değil:) İngilizcem süper sayılmaz ama yine de İngilizcesini okumayı deneyeceğim onu dediğin gibi yanlış anlamamak için. Bu arada link için de çok teşekkür ederim, hemen bakıyorum^^

      Sil

Yorum Gönder