J'ai Tué Ma Mère (2009)

Kronolojik sırayla değil de izlediğim sırayla gidiyorum Dolan filmlerinden. Şimdi, tumblr'da görsellerini ararken muhtemelen bir dakika bile sürmeyen sevişme sahnelerinden başka bir şey bulamayışımı filme yüklemeyeceğim, beğendiğim halde bok atmayacağım. Ama kuzum ya seviye bu mu yani? "Gay sex"ten başka bir şey ifade etmiyor mu genç kızlarımıza? Halbuki Heartbeats'e göre çok çok daha az bahsedilen bir öğeydi, alt metin bile değil.

Filmde asıl bahsedilen öğe ne o zaman? Adından, Annemi Öldürdüm'den, çok rahat tahmin edilebilir aslında; bir annenin oğluyla inişli çıkışlı ilişkisi. Hoş, ilk sahnelerde birazcık "oyy bu ne ergen filmidir" imajı çizse de gözümde, sonra kurtardı. Gerçi hapları, disko ortamlarını falan görünce ya sabır çekmedim değil.
Ana karakterimiz Hubert'i sevmeyen, egoist bilmemne diyen tipler olmuş. Doğrudur, o da her ergen gibi ota boka sinir oluyor, durup dururken acı çekiyor falan. Ama anneyle yapılan tartışmaların sevgiyle ilgisi yok. Ergenliğimde, Hubert gibi lise-2 ve lise-3 zamanlarımda, annemle tartışmaktan başka bir şey yapmazdım. Şimdi ara sıra normal konuştuğumuz gibi sık sık da tartışırız hala. Hubert ile annesinden hem alabildiğine farklı hem de bir o kadar aynı. Tartışmalarda genelde evlatlar haklıdır (öğütlerde anneler haklıdır ama), haksız oldukları taraf ise annelerinin bazı yanlarını görmezden gelememeleri, onları öylece kabullenemedir çoğunlukla. Bütün bu tartışmalar birbirimize çok bağlı olduğumuz, samimiyeti bazen fazlaca ilerlettiğimiz içindir. Klasik 'saygılı ama mesafeli' anne-evlat ilişkisinde bunlar yaşanmaz. Anneni seversin ama hiçbir zaman 1. planda değildir. Üzüldüğünde seni teselli etmesi için arkadaşına gidersin, annene değil. Tabii ana kuzusu Türk erkekleri çok farklı bir tür, onlardan bahsetmiyorum.

Hubert her ne kadar annesini sevmediği beyanatlarını verse de, seviyordu işte. Kimi zaman nefret ediyordu ama bu sevginin getirdiği nefretti. Çok sevmediğin birine bu kadar kırılmazsın, sinirlenmezsin çünkü. Niye anneni "öldüresin" ki? Bir tepkidir bu biraz da.
Bu filmde kıkır kıkır güldüğüm sahneler de oldu, amaç bu muydu bilmiyorum. Tabii ergenliğin saçma acıları da var komedi unsuru olarak. Görsellik ise ayrıntılarda gizli. Simetrik kareler, duvarlardaki güzel tablolar ve posterler kesinlikle rastgele seçilmiş gibi durmuyor (ropörtajlarında rastgele diyormuş), kompozisyonlar kusursuz. Dolan, annesi, öğretmenimiz, herkesin oyunculuğu pek iyiydi. Sanırım bu çocuğun kesinlikle yetenekli olduğu bir şey varsa o da oyunculuktur. Bir de kaşlarının şakaklarına doğru yükselmesini çok kıskandım.

Annelerimizi üzmeyelim. Az önce annesiyle tartışmış biri olarak, benimle pek iyi geçinen bütün o insanların içinde bana zarar gelmesini istemeyecek tek kişinin o olduğunu biliyorum. Yardıma muhtaç olduğumda hiçbir çıkar gütmeden hep yanımda olacak tek kişi yine o olacak. Anne işte. Tipik.

Puanlamadan olmaz!

Konsept: 7
Hikaye: 7
Anlatım: 8
Karakterler: 7
Görsellik: 7

Genel: 7

Yorumlar