Laurence Anyways (2012)

Xavier Dolan'ın bu filminin de !f İstanbul kapsamında gösterime girmeyeceği düşünülemezdi elbette. Durumları bilmiyorum ama ön satışta bile biletlerin tükenmiş olma ihtimali var. Ama genç kızlarımız için üzücü bir haberim var: bu sefer Xavier boşrol oynamıyor. Hatta kendisi 2 saniye falan görünüyor. Benim 2 saniyede farketmem mümkün değildi valla, tumblr'da dolaşırken giflerini gördüm de ordan biliyorum. Tabii ki kendisinin saniyelik görüntüsü bile filmin başrol oyuncularından çok daha popüler.

Cinsiyet kavramına diğer filmlerinden çok daha fazla yoğunlaşmasına rağmen asıl odak noktası aşk bu filmin. Orta yaşlı bir öğretmenin cinsel kimliğini, kadınlığını bulması ve toplum baskıları falan değil yani; bildiğin tutkulu bir aşk.
Laurence, Dolan'ın bizi alıştırdığı eşcinsel karakterlerinden farklı. Bir kere o hepsi genetik bakımdan çok şanslı güzel oğlanlar yok bu filmde. Melvil Poupaud yakışıklı, evet, ama daha içimizden biri, daha doğal, kusursuz bir Yunan heykeli değil. Louis Garrel da bu rol için düşünülmüş -ki Heartbeats'in sonunda şöyle bir görünmesinden bile ihtimalin büyük olduğu anlaşılıyordu. Garrel'i çok sevsem de bir yandan iyi ki o oynamamış dedim. Hatta bu tarz çirkin(!) oyuncularla devam etse Dolan daha çok ciddiye alınıp ergen kızların tekelinden de çıkmış olur. Laurence Anyways olmasa, kendisinin Twilight'ın entellektüel versiyonlarını çekecek kıvama gelmesinden korkabilirdim. Tabii yeni filmi Tom à la ferme'deki oğlanların güzelliği, six packlere aynı tas aynı hamam devam edileceğini ima ediyor sanki.

Oyuncu demişken, Suzanne Clement, I Killed My Mother'daki öğretmenden ancak bu kadar farklı olabilirdi. Oyunculuğunu yer yer, mesela başlarda, biraz abartılı bulsam da ekranda garip bir şekilde etkileyici göründüğünü düşündüm hep. Kimisi de Poupaud'un oyunuculuğunu abartılı bulmuş ki bu bana biraz saçma geliyor. Adam bütün film boyunca sakin ve ağırbaşlı bir portre çizdiği gibi Laurence'ın içinde yaşadığı bütün duyguları bize hissettirebilmiş. Konuşmasına ve mimik yapmasına bile gerek yok, gözlerinden, bakışlarından anlıyorusunuz olanları. Tabii ki Dolan, Monia Chokri gibi bir oyuncuya da tekrar yer verecekti. Aslında, evet, kısaca oyunculuklar mükemmeldi diyip hiç uzatmamak gerek.
Açıkçasını söyleyeyim, 3 saatlik filmde arada sırada saate baktığım oldu. Filmin ilk yarısında sıkılmasam da konuya adapte olamadım, sürükleyiciliğini hissedemedim. Ne zaman ki 'fırtınalı iniş çıkışlar' başladı, işte o noktadan sonra garip bir şekilde kendine bağlıyor film. Laurence ile Fred'in birbiri için yaratıldığı gerçekliğine alışıyoruz. Kimyaları bu kadar mı uyuşur iki insanın! Bütün film boyunca bu ikisine kızıp söylendim, bir yandan da onlarla birlikte üzüldüm ve sevindim. Buruk bir tat bırakıyor. Pislik.

Yine klasik Dolan üslubu bariz kendini belli etmiş bu filmde, diğerlerinden daha farklı da olsa. Ağır çekimler daha az kullanılmış -hoş ben onları seviyordum. Her zamanki gibi iç mekanlarda muhteşem tablolar var. Kostümler! 1989'da başlayıp on yıllık bir zaman sürecine tabi tutulduğumuz için hem 80'ler hem 90'lar hem de ucundan 2000'ler stilini görüyoruz. Üstelik hiç de mütevazi değiller, dönemin tüm ihtişamını sunuyorlar bize. Üç saat boyunca sıkılmamamızı garantilemek için sanıyorum. Dönem özelliğinin sadece giysilerle sınırlı tutulduğunu düşünmek saçma tabii; mekanlar, yaşam ve düşünce tarzları, her şey uyumlu olmuş.
Müziklere değinmezsem olmaz. Bir sanat filmi olarak 'kuralları yıkma adına' dönem filmine dönem müzikleri koymama laubaliliğine erişilmemiş. Aferin. Filmle ne kadar iyi bütünleştiğini ama demode durmadığını söylesem kimse şaşırmaz sanırım.

Üç saatten daha kısa olabilirmiş film, ama olmaması da kötü olmamış. Çünkü Fred ve Laurence'ı izlemek güzel. Aşkları masum ve naif. Aynı zamanda yorucu ve buruk. Cinsiyet kavramı bir yan öğe, alt metin de olsa aynı zamanda aralarındaki husumetin sebebi de. Birbirlerinden vazgeçemedikleri gibi başkasının yapamayacağı kadar da kırıyorlar. En değer verdiklerimizle hep böyle değil miyiz zaten?

Ha bir de, son sahneden etkilendim mi? Etkilendim.

Puanlamadan olmaz!

Konsept: 7
Hikaye: 7
Anlatım: 8
Karakterler: 7
Görsellik: 8

Genel: 8.25

Yorumlar