Tekrar Tekrar Dinlemece #4: Regina


Regina Spektor'ı özellikle son albümüyle pek sevmeye başladığımı söylemiştim. What We Saw From The Cheap Seats'teki en sevdiğim şarkı ise her daim değişiyor. Bu kadının öyle bir tarzı var ki şarkıları mutluyken dinlenince sanki çiçekleri böcekleri anlatıyormuş gibi geliyor, melankolik bir modda dinleyince ise çok buruk şarkılar duyuyorsunuz. Bir zamanlar pozitif enerji aşılayan ses bir başka zaman kalbinizi kırıyor. Hani bittersweet derler ya, bu kadının tarzı kesinlikle öyle.

Geçenlerde gönülsüz yaptığım bir yolculuk esnasında hep onu dinledim. Bu sefer neşe vermedi, hayır. Üzdü beni. Sonuç olarak, bir başka şarkısına takıldım obsesifçe. Firewood. Daha önce sözlerine hiç dikkat etmemiştim, etseydim de bu kadar etkilenmezdim belki. İhmal edilmiş hasta bir babayı ziyarete giderken ve mutsuz geçmesine rağmen özlenen bir çocukluğun hatırlandığı, sorumluluğun ve çabalamaların fazla ağır geldiği bir günde dinlenmesi gerekiyormuş Firewood.

Aslında KAFAM repeat'e aldı bu şarkıyı. Yüzlerce kez dinlediğim o şarkıların aksine, yüzlerce kez kafamda söylediğim şarkılardan sanırım. Ama şarkının melodisini 'somut olarak' duymuyorken bile suratıma o buruk gülümsemeyi getirme potansiyeline sahip. Bir de bana böyle depresifimsi saçmalıklar yazdırmaya. Şarkı da öyle depresif-jiletçi falan değil aslında ha. Kassan mutlu bile olabilirsin. Regina yazmış çünkü.


Yorumlar