Skip Beat Bolum 199

Bu ay resmen ömrümüzü yedin Skip Beat! Ayın sonunda spoilerların, RAW'ların, hatta çevirilerin bile hazır olmasına alışınca bu ayki bekleme süresi pek uzun geldi tabii, refresh yapmaktan parmağımız acıdı, çaresizlikten hayatta bakış açımız değişti... Blog yazamadıysam Skip Beat'ten başka bir şeye odaklanamadığımdandır. Çevirileri beklerken mangayı tekrar okumaktan başka çarem yoktu (evet, son günlerdeki meşguliyetim bundandı). Neyse ki tam bittirdiğim gün, dün gece, çevirinin de yayınlandığını gördüm de hayatıma devam etmek için izin çıkmış oldu.

Ayın 31 çektiğini, 28'inde de refreshlere başladığımız düşünürsek, 3'ünde ancak minik sneak peak'ler görmemiz, bildiğin 'çok beklemek'tir. Neyse ki Çince Raw'lar çabuk yayınlandı da tüm bölümü görüntüleyebildik. Eh normalde 12 saat içerisinde İngilizce çevirisini hazırlayıp internete veren Manga Panda, böyle önemli bir bölümü pek sallamadı ve ancak dün gece yayınladı. Açıkçası Manga Panda'nın Skip Beat projesini bıraktığını düşünmeye başladığım için birkaç gündür refresh yapmıyordum. Bölüm özetlerinden hareket ederek bir post hazırlayacaktım çünkü Skip Beat'in resmi çeviri grubu S2Scans'in çevirmeni Vampire Cat, scanlation'ların yayınlanması için en az bir hafta beklememiz gerektiğinden bahsediyordu. O DEĞİL DE NİYE BU KADAR GEREKSİZ AYRINTILARA GİRİYORSAM? Hep içimde biriktirdiğim minik sabırsızlıklar blog yazılarında patlıyor herhalde. Eh ne de olsa bölüm çıkalı bir haftadan fazla oldu ve ilk günlerdeki heves pek yok ister istemez. Meeh...

Yine de iyi ki bu postu çevirileri okuduktan sonra yazıyorum. Bölüm yorumlarını gördükten sonra hala eksik kalmış bazı taşlar yerine oturdu kafamda. İngilizcesi olmayan bazı arkadaşlar için özet geçeyim yine de, aklına bir şey takılan olursa daha da ayrıntılara inebilirim. Ve tabii ki çok çok önemli MAJOR SPOILER var aşağıda. Yani bilirsin, normalde çekinmem bu tarz şeylerden ama bu bölümde Ren ve Kyoko'nun oyunculuk adı altında flörtleşmesinden çok daha farklı gelişmeler bulunuyor. Görselleri bile ona göre spoilersız seçtim bak.

Ren, setteki rol arkadaşı Manaka ile karşılaştığında onun kendisinden korkmasını komik buluyor, hatta fareye benzetiyor kızı. Düşürdüğü bozukluğu yerden alıyor ve geri ona veriyor, başını okşarken sevimli sevimli bakıp. Kız onu, dışarıdan çok vahşi görünse de aslında pek iyi bir kalbi olan bir manga karakterine benzetiyor. Bu andan itibaren Cain Heel'ın fangirl'ü olmaya karar vermiş, devamlı gelip Cain ile diyalog kurmaya çabalıyor sette. Hatta adamın verdiği tüm soğuk ve aksi cevapları eviriyor çeviriyor onun yumuşak kişiliğine bir kanıt olarak görüyor. Kyoko da Setsu olarak bunun nedenini soruyor haliyle. Manaka'nın anlattığı 'nazik bakışlardan' kıllanıyor. Neden kız kardeşinden, kendisinden başka bir kadına iyi davrandığını soruyor. Manaka'yı küçük bir hayvana benzetmiş olması onu pek tatmin etmiyor. Cain kızgın olup olmadığını sorduğunda kızmadığını söylüyor Kyoko. Tabii ki sonra bunun Setsu karakterine ters düştüğünü farkedip Cain'in iştahının ne kadar az olduğunu bile bile önüne koca bir yemek tabağı koyuyor. Burada bir şeyi farkediyor Kyoko. Daha önceki kıskançlıklarını (Cain'in diğer kadınlarla olan tecrübeleri mesela) Setsu'nun hissettiğini sanıp kendini kandırdığını görüyor. Halbuki bu kıskançlıklar Setsu'dan çok kendisinin hisleri. O sırada bunları kendine itiraf edememişti. Burada eskiden Sho'yu bir kızla öpüşürken görmesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi ona yemek servis etmesini hatırlıyor. Duygularını hep bastırmış Kyoko, hiç göstermemiş ve böyle olması gerektiğine inanıyor. Daha sonra bu duyguların kaynağının ne olduğunu bildiğinden bahsedip hayalindeki senaryoda Ren'in kollarına doğru adım atmaktansa uçurumdan düşmeyi tercih ediyor! Pandora'nın kutusu açılıyor.

Daha kısa nasıl özetlenir bilmiyorum gerçekten.
Al, Lory'nin istediği oldu sonunda. Büyük adam şu Lory yahu! Heel Kardeşler rolünün hem Ren'in iç hesaplaşmasına yardımcı olacağını hem de Kyoko'nun sevgiye olan mesafesini kıracağını düşünüyordu. Nasıl da gerçekleşti ikisi de! Kyoko'nun kutusu açıldı ki sanırım bu, mangada gördüğüm en önemli anlardan biri. Çoğusu bu arc'ın fazlaca uzadığından bahsetse de hiçbirinde bu kadar çok gelişme olmamıştı sanıyorum. Evet, 10-20 bölüm önce Kyoko Ren'in iç yüzünü çözecek diye ne bölümler harcandı, ne hayal kırıklıklarına uğradık hiçbir aksiyon göremedik diye. Ama değdi mi? Değdi bence.

Daha önce Kyoko'nun -kafasında yarattığı- o uçurumdan düşmesini sevgiyi inkar etmesi olarak anlamlandırıyorduk. Fakat sonraki sayfada açılmış kutuyu görünce kafamız karışıyor tabii. Kyoko Ren'e aşık olduğunu anladı anlamına geliyor bu tabii, başka bir bölümde görseydik sevinirdik herhalde. Ama kızcağız o hüzünlü ifadeyle uçurumdan düşerken bunun iyi bir şey olduğunu nasıl inanabiliriz ki?

Forumlarda dönen yorumları baz alarak fikir yürütürsem, uçurumdan düşmesi Ren'e hislerini kesinlikle belli etmemeye karar vermesi ve ondan kaçınması olarak anlamlandırılabilir. Belki de karşılık beklememesi, tüm umudunu kaybetmesi anlamına geliyordur. Kutunun açılmasını ise sevilme isteğinin geri dönmesi olarak yorumlarsak, karşılık alma umudunun tamamen kaybolması, onun tosladığı çıkmaz ve düştüğü uçurumu çok iyi özetliyor sanırım. Anladığım kadarıyla uçurumdan düşmesi demek Ren'e hislerini asla ifade etmemesi demek.
Peki bundan sonra ne olacak? 100. bölüme bakarsak bir arc bitiyor, Kyoko yeni başlangıçlar yapıyordu. 200. bölüm böyle olmayacak bence, çünkü çok bariz bir şekilde eksik bitti 199. bölüm. Kuon olayı çözümlense de arkası yarın hissiyatı kesinlikle var. 200. bölüme özel önemli olaylar olacağını beklemeden yapamıyor insan. Özellikle Kyoko'nun o kadar hüzünlü düştüğüne şahit olduktan sonra, bir şeylerin mutlaka olmasını istiyor insan zaten.

199. bölümde yaşanılan gün, White Day'den bir gün önce. White day, Sevgililer Gününde kendisine hediye verilmiş erkeklerin 1 ay sonra karşılık verdiği gündür Japonya'da, 14 Mart. En dandik icatları çıkarmada ustalar sağolsunlar, ne kastırıcı şeyler yahu... Böyle şeyler söylerken kendimi Kanae'ye benzetiyorum. İşte 200. bölümde White Day'de olacakları görebiliriz bir ihtimal. Hatta ona özel mini-arc başlangıcı yapar belki Nakamura-sensei? Bu arc'ta da Kyoko'yu bunalım halinden çıkaracak güzel gelişmeler olur belki de? Ayrıca Lory Başkan kesinlikle bir iş peşinde, bir maydonozlar olacak ama ne yapacağını hiç bilmiyoruz. Sanki çok müdahale edecek gibi gelmiyor, sanki daha çok bazı şeyleri farkedecek, Ren'in içindeki Kuon'la barışması gibi, Kyoko'nun Ren'e aşık olduğunu farketmesi gibi... Tabii setteki kıskançlık olayı da var. Her ne kadar Kyoko hislerini çaktırmamayı seçse de Setsu, Cain'i kıskanmak zorunda. Oyunculuğunda problem çıkarsa Ren bunu farkedip çözümlemeye çalışabilir. Eğer problem çıkmazsa Setsu yöntemleriyle Manaka'nın etkisiz hale getirilmesini izlemek çok ilginç olacaktır!

Ne olursa olsun, 200. bölümde şu durum çözümlensin istiyorum ben, çünkü Kyoko'yu öyle görmeye dayanamayacağımT^T.

Peki nasıl çözümlenir? En kötü ihtimal Kyoko'nun dibe vurması sanırım. Elbette Nakamura-sensei bunu karakter gelişimi için yapacaktır. Kendi başına tepeyi tırmanması gerekecektir Kyoko'nun ve bu da onu güçlendirip olgunlaştıracaktır. Benim bunu izlemeye sabrım yok ama! Ya da yukarıda saydığım ihtimaller doğrultusunda Ren ile bir şeyler yaşacak. Bu onu o kadar etkileyecek ki, Ren'in Kyoko'yu düşerken yakalamasına, hatta onunla düşmesine bile sebep olabilir. Bu iki teori kabulüm, lütfen bunlardan biri olsun 200. bölümde!

Çok ruhsuz, fangirl tepkisiz, sıkıcı bir post yazmış olmam, bu ay sabrımın çoktan taştığının göstergesi sanırım. Yine de aşağıya yorum bırakılırsa hevesle okumayacağım anlamına gelmiyor bu!


Yorumlar

  1. Kesinlikle çok beklediğimize katılıyorum 4 nisanda orjinali geldi ve önemsiz bir bölümmüş gibi çeviriside ertesi gün değil 8 gün sonra geldi:D sekiz gün önceki o heyecanım yok ama şimdi bunu neden yaptılar ki :D
    Ren geçmişi ile kyoko'nun duygularını gidişatını görmek güzel kyokonun aslında kutusun açılması şaşırtıcı kendini çok yavaş topladı zaten (sho'nun kazığının üstünden 200 bölüm geçti yani başka karkaterler 10 bölümde toparlardı kendini)o ayrı konu ama hala bir korkusu yada çekinmesi var uçurumdan atlamasıda bunun göstergesi değil mi,bir daha ki bölüm beyaz günü ise 1 ayı yaklaşık 60 bölümde işlemişler inanılmaz bir şey ya (yeni bir arc biraz zor gibi gözüküyor en azından 10 bölüm giremez gibi sanki yada olaylar hızlı ilerlerse 1 bölüm bile olabilir ki nitekim şu 10 bölüm 200 bölümün en hızlı olaylarını barındırıyordu),beyaz günüde ne olur bilmem ama tek istediğim shonun gelmemesi(kendisine hediye verilmesine gerek yok gelir o yüzsüz)
    Birde o uçurumdan düşerki bakış duygularımı kabul ediyorum ama korkuyorum (sanki sevmek istiyorum ama bir daha sevemem gibi)sho'la olan önceki olaylar aklına geliyor tamam Ren'e bazı hisler besliyor ama önceki gibi olur diyede korkuyor kyoko herhalde
    Bu arada yanlış hatırlamıyorsam nisanda doğum günün vardı geçmiştir yada gelecektir bilmiyorum ama doğum günü kutlu olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa teşekkür ederim^^ Doğumgünüm 25 Mart'taydı. 199. bölüm geç bir doğumgünü hediyesi olur belki diyordum ama 'bekleme süreci' hediyesi geldi sadece:(

      200 bölüm geçti ve Kyoko daha yeni yeni toparlanıyor, evet. Ama bu manga zaten uzun soluklu, ayrıntılı ve yavaş bir manga. Ren'in bile Kyoko'ya olan hislerini farketmesi 70 bölüm buldu, kendini affetmesi ise daha yeni gerçekleşti. O yüzden baş karakterimizin 200 bölümde (aslında manga zamanıyla sadece 1 senede) böyle bir gelişim göstermesi çok da yavaş sayılmaz sanki. Ama bu arc'ta 3-4 bölüm süren ufak bir aksiyondan sonra yine 3-4 bölüm süren düşünceler ve monologlar dönemi oldu bir ara. İşte onlar için katılıyorum fazla uzatıldığına, çok sıkıldık. Yine bile Kyoko'nun Ren'in iç yüzünü çözmesi önemliydi. Hem ona yardım etmesini kolaylaştırdı hem de iç yüzünü gördükten sonra aşık olması mantıklı oldu çünkü. Bir de son 10 bölümde her şeyin birden hızlandığı konusunda haklısın; hem Ren-Kuon olayı çözüldü hem de Kyoko'nun kutusu açıldı öeeh yani...

      Uçurumdan düşüş, sevgi konusunda bir umudunun olmaması, hala kırılmaktan korkması olarak nitelendirilebilir dediğin gibi. Kimisi bundan sonra duygularını göstermemeyi seçti diyor ki zaten ertesi gün gidip Ren'e ilan-ı aşk etmesini beklemiyorduk zaten. Bakalım White Day ile mi çözümlenecek. Ben de tabii ki 1 bölümde şıp diye çözümlenmesinden yanayım ama Nakamura-sensei sanki konuyu uzatmaya meyilli gibi biraz. Tüm kalbimle ben de Sho'nun ortaya çıkmamasını diliyorum, aynen!

      Sil
  2. Ay benimde doğum günüm 20 marttı, sen koç burcu musuuun?! ^0^ Yukarıdaki yorumu okuyunca gördüm! ^0^ Ben bir gün sonra doğsaydım koç olacaktım ama doğamamışım :D Geçmiş doğum günün kutlu olsun, tüm hayatın animeli ve mangalı olsun! <3 ^O^

    Benim içinde çok büyük, sürprizli bir aydı çünkü Naruto mangasında beni çok sevindiren birşey oldu! ama mangaka mangaya bir hafta ara verdi, hemde en güzel yerinde!!! TT___TT

    Skip Beat muhteşem bir hızla ilerliyor ve cidden çok ayrıntılı :) Bu arada Mirai Nikki'yi hiç izledin mi sen? ^__^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa hadi ya yakınmış hakikaten:D Ama 5 gün arayla farklı burçlardayız. Balık iyidir ya, ben hiç koç gibi değilim, ki zaten sevmiyorum özelliklerini...

      Naruto en azından haftalık, en fazla 2 hafta bekleyeceksin. Shoujo mangalarda mecburen 1 ay bekliyoruz pff... Mirai Nikki'yi çok duydum ama izlemedim. 2 yıldır anime izlemiyorum ben yalnız, hep manga:) Son zamanlarda biraz Skip Beat'e ağırlık vermekten yeni yazılar yazamıyorum gerçi.

      Sil
    2. Ben Mirai Nikki'yi askıya almıştım, şimdi başladım :) Çok hoş ya :D Eğer Death Note'u sevdiysen(sevmeyen var mı ki?:) seversin bu mangayı da. Katilli matilli, kanlı manlı :) Çok güzel :D

      Benim bir yengem vardı, o da koç burcuydu ama koç burcunun bütün özelliklerini taşırdı üstünde, annem hiç hoşlanmazdı onun davranışlarından,o yüzden bana hep'' İyi ki koç olmamışsın,''diyor :) Sen zaten belli hiç koç burcunun özelliklerini taşımıyorsun, yazılarından anlaşılıyor :D ^___^

      Sil
    3. Hmm o zaman Mirai Nikki'ye bir başlayayım bakalım. Gerçi benim anime izlemememin nedeni canımın istememesi, güzel bir şey bulamamam değil. Üşengeçlik mi desek:D Manga tercih ediyorum ister istemez. Mirai Nikki aklımda olsun;)

      Yazılardan anlaşılıyor mu eheh:D Koçlar zor insanlardır ya. Pek sevilmemelerini gayet anlıyorum. Hele tüm özelliklerini taşıyorsa evlerden ırak aman aman. İçlerinde iyileri vardır gerçi, çok önyargılı olmayayım.

      Sil
    4. Bu arada Ren'in giyiniş stiline hayranım :) Tam benim tarzımda giyiniyo' çocuk, muhteşem :D

      Sil
    5. Hmm sen onun oynadığı karakter Cain Heel'dan bahsediyor olabilir misin? Onun rolü bu, yoksa normalde baya bildiğin pantolon gömlek ceket şeklinde:) Kyoko da 'Setsu' haliyle çok hoş mesela, ben de onun bu halini çok sevsem de sadece bir rol:(

      Sil
    6. Çok dikkatsizim, bilirsin ahahah:) Aynen Setsu haliyle çok hoş, o piercingi çok güzel! :D ^^ Senin de piercingin vardı sanırım eskiden, kapandı mı?

      Sil
    7. Dikkatsizlik değil canım, oyunculuk vs derken kim kim karışıyor hepten, sen de haklısın:)

      Ya evet benim çenemde vardı en son. Neden çıkardığımı hatırlamıyorum, sıkılmış mıydım neydi. Piercing sevdam kısa bitiyor benim, deldirip deldirip çıkarıyorum:D Senin var mı?

      Sil
    8. Göbeğim de var :D Deldireli 3-4 ay mı ne oldu, benim cildim çok hassas, yara oldu bayağı ama yeni yeni iyileşti :) Bir daha asla bir yerimi deldirmem korkudan xD

      Benimde Murat diye bir arkadaşımda vardı çene piercingi, o da deldirip deldirip çıkarıyordu, heves işte :)

      Benim gözüm şimdi dövmelerde :D ^___^

      Sil
    9. Ama göbek piercingi daha dikkatli olunması gereken, daha zor iyileşen bir piercing diye biliyorum. Mesela ağız piercingleri en çabuk iyileşenler, sadece sabredip yemek yerken dikkatli olmak gerekiyor. Dövme hiç şüphesiz en estetik olanı ama ona da ben cesaret edemezdim sonra sıkılırım diye:D Senin aklında varsa bir fikir yaptır vallahi güzel şey:)

      Sil
  3. Ama benim yaşım engel dövme yaptırmama :( 2 sene beklemem lazım, ben daha 16 yaşındayııım! :(

    Evet, göbek piercingi çok zor iyileşiyor, 1 yılda falan :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ha ben seni 17 gibi falan sanıyordum. Olsun 2 seneye iyice şekillenir daha iyi;) Pişman olmazsın sonradan.

      Sil
    2. Hehe, gene yaklaşmışsın, küçücüğüm ben daha ya :) Pişman olmak söz konusu ve sildirmekte büyük acı :/

      Sil
    3. Tabii işte dövme daha riskli o konuda. Piercingi çıkarabiliyorsun sıkılırsan. Ama dövme daha güzel:)

      Sil
    4. Aynen, çok hoş görünüyor.

      Yaptırırsam bunu yaptırırım:

      http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://25.media.tumblr.com/tumblr_m1s2zabycC1rsh9djo1_400.jpg&imgrefurl=http://www.tumblr.com/tagged/curse%2520seal&h=336&w=400&sz=18&tbnid=Cu9kvuol8QB0dM:&tbnh=92&tbnw=110&zoom=1&usg=__x386UJsy1ufIosQZvMrfNgYqFh4=&docid=HOG3CQVQGLq3AM&hl=tr&sa=X&ei=vfhqUe7iIdKI7AasmYHoAw&ved=0CDcQ9QEwBA&dur=420

      Biraz uzun ama ;D

      Sil
    5. Şimdi sıkıcı bir abla tavsiyesi gelecek ama bence Naruto sembollerinden yaptırmadan önce uzuun bir düşün derim. Çünkü bu tür şeyler bazı dönemlere özel heves olabiliyor. Mesela 20 yaşını geçtiğinde hala eskisi gibi fanıysan yaptır gitsin. Yoksa güzel bence de^^

      Sil
    6. Hahahahahaahhh :D Nasıl güldüm ya :D Çok haklısın, sonra pişman olursam bi' de :) Bunu hiç düşünmedim biliyor musun? :) Ama cidden çok hoş görünüyor virgüller :) Birde Mustafa Kemal Atatürk imzası istiyorum tabi ki :D

      Sil
    7. Belki de pişman olmazsın tabii ama bu tür şeyler için 20-yaşını-geçmiş-sen'in de fikrini sormak için beklemek lazım;D

      Sil
    8. ^___^ Çok haklısın :) Ne derdi acaba? ''Ne salakmışım, gidip salak salak dövdürmüşüm her yerimi,''derim belki de :) Naruto için demem ama ya , çok seviyorum Naruto'yu :) <3

      Sil
    9. Bekleyip gör en garantisi;D

      Sil
  4. Evet uçurumdan düşmesi benimde canımı sıktı. Ayrıca Ren'in şu hamstere benzettiği kız gerçekten çok tatlı ve Setsu'nun kıskançlıklarını da bir o kadar tatlı :D Ren Kyoko'ya elini uzattığında şu hamster kızımızın araya girmesiyle Setsu'nun arkasını dönüp gitmesi ve pandora kutusunun tekrar kitlenmesi kötü oldu. Ren'in onu yakalayarak sarılması iyi oldu. Sonunda Setsu'da dayanamayıp sıkıca sarıldı. Başkanı görmesine rağmen. Aşk kapıyı çalmaya başladı. Heyecanlanıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O hamster kızı sevemedim ben ama epey katkısı oldu bizimkilere, orası kesin:) Kyouko'nun kutuyu kilitlemesi bir şey ifade etmez, artık çok geç sanki ehehe:P

      Sil
    2. Evet katkısı oldu ama çok sevimli geldi bana nedense Ren'le aynı fikirdeyim. :D Evet kilitlendi ancak sonraki bölümlerde Kyoko başkanla konuştuğunda ve içini döktüğünde kutu tekrar açıldı dikkat ettiysen :)

      Sil
    3. Evet konuşmadan sonra tekrar kilitlerse şaşarım;) Kabullendi artık.

      Sil
  5. Kabullendi 204cü bölümde hemen Reni aramaya başladı ancak duygularını belli ettirmeyecek anlaşılan ancak Ren'in yanından da ayrılmayacak gibi :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder