Insidious (2010)

Ağlak bir insanım. Reelde soğukkanlı olsam da film falan izlerken en ufak bir duygusallıkta hemen o yaşlar iniverir. Ama korku filminde KORKUDAN AĞLAMAK nedir allasen? Insidious izlerken öyle bir tırstım, daha doğrusu hikayenin içine öyle bir girdim ki agnostik mantığımla "ahaha slk ya olur mu öyle şey" diyemedim, inkar edemedim. İnandım vallahi. Üstüne bir de filmin en can alıcı ve ürpertici yerinde elektrikler kesildi aksi gibi. Gece 3'ten falan bahsediyoruz. Hava mümkün olduğunca aydınlanana kadar beklemem, ışıklar ve televizyon açık bir şekilde uyumam tabii ki farz oluyor. Bakın ben korku filmlerini sevsem de onları izlerken zerre kadar korkmam, hatırlatayım.
Komadaki oğullarının ruhunun "öteki" denilen yerde sıkışıp kaldığını öğrenen ailenin hikayesi anlatılıyor filmde. Astral seyahat, demonic possession, lanetli ev falan filan. Bu öğeleri içinde barındırmasına rağmen 3 yıldır izlemediğim hata, hem de çok büyük bir hata. Çünkü ben korku filmimde bu öğeleri ararım, zevk işte. Kan/gore yok, katilden kaçarken zıplayan memeler yok, saçma çığlıklar ve canavarlar yok. Gerçi canavar kısmı birazcık şaibeli çünkü öbür dünyalı yaratıkları bol bol görüyoruz. İşte bu kısımda beni kaybetmeleri lazımdı normalde çünkü bu makyajı ve bilgisayar efektleri çok bariz olan tipleri ne kadar az ayrıntılarıyla görürsek o kadar iyi. Ama korkmamdan anlaşıldığı üzre efektler makyajlar gerçekçi olmuş, evet.

Yönetmenin Dead Silence ve Saw'dan (sadece 1.si) tanıdığımız James Wan'ın bir işi olduğunu sonradan öğrendim ve taşlar yerine oturdu. Adam yetenekli işte. Birazdan-ağlayacakmış-gibi-bakan Rose Byrne böyle rollere çok yakışıyor. Hep kırgın ve dramatik bir havası var kadının, bu yüzden abartılı mimik yapmamalı yoksa biraz yapay durabiliyor bu tarz filmlerde. Ama ben onun normal halini biliyorum ve kendisini böyle seviyorum. Baygın bakışlarına kurban olam Rose reyiz<3<3<3

Tabii filmin hiç mi kötü yanı yok? Bir kere hiçbir yenilik katmıyor korku filmi sektörüne, hatta bayağı bayağı KLİŞE denebilir. Jump scare kullanımını pek azımsayamayız. Hayalet, lanetli ev, possession öğelerinin yer alış biçimi diğer korku filmlerinden pek de farklı değil. Yaratıkların makyajları hep diğerleriyle aynı, gotik deviantart fotoğrafçıları tarzında. Ama klişelerin nasıl kullanılıp işlendiği de çok büyük önem taşıyor. Bir kere James Wan atmosferi çok çok iyi yaratmış. Ürpertici/creepy hava gözümüzün içine sokulan bir yapaylıkta olmasa da üzerinde epey emek harcanmış. Kamera açıları ve çekim teknikleri, renk seçimleri, mekan kullanımı mükemmel. Sadece görsel bakımdan bile korkutmayı başarabilir. Aşırı doz aksiyon yok, epey durağan denebilir. Ama bu sıkıcı olmasına sebebiyet vereceğine ürperticilik seviyesini daha da yukarı çekmiş. Gotik atmosferi, yeri geldiğinde tırnak yedirtecek bir gerilim ile birleştiğinde sonuç böyle oluyor işte. Tabii bir de müzikler var. Hepsi klasik rahatsız edici müzikler, pek bir yenilik yok tabii ama kullanım yerleri, bokunu çıkarmaması vs filmin atmosferini oluşturmada yardımcı.
Kasım'da 2. filmi gösterime girecek. Sonu zaten "arkası yarın" mantığıyla yazılmış, bu yüzden sırf popüler diye zorla 2.si çekilen o filmlerden olmadığını zannediyorum. Fragman pek güzel, hatta sonunda Irreversible'ın o rahatsız edici, tüyleri diken diken edici müziğini koymuşlar, nasıl da yerinde olmuş. Tabii ki 2. filmler hep hayalkırıklığıdır, bu yüzden yüksek beklentilerle gitmeyeceğim. Ama içimdeki mazoşist biraz daha Insidious izleyip korkudan ağlamak istiyor, durduramıyoruz efendim.

Güncelleme: 2. filmi izledim ve yazdım.

Puanlamadan olmaz!
Konsept: 7
Hikaye: 6
Anlatım: 9
Karakterler: 6
Görsellik: 9

Genel: 9,37 (evet)

Yorumlar

  1. Bende çok beğenmiştim Hele de o kadının odada tek olduğu sahnede zıplamıştım yerimden.Conjuring bu kadar etkilemedi mesela 2.sini merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Conjuring'i ben de izleyeceğim bakalım James Wan ne yapmış. Ama fragmandan anladığım kadarıyla Insidious kadar etkili değil dediğin gibi.

      Sil
  2. İlk defa bu kadar yüksek puan verdiğini gördüm izliyeceğim bir gün,sonrada yorumunu okurum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Korku filmlerine özel bir sevgim olduğu için korkutan bir yapım görünce yüksek puanı basıyorum. Zevktir, beğeneceğinin garantileyemem, aklında bulunsun;)

      Sil
  3. Ben zaten korku filmlerinden korkarım hangi akla hizmet izledim bilmiyorum. Her şey iyi hoş biraz idare edebilirdim de keşke 1800lerde yapılmış olan yurt binamda izlemeseydim :( çok güzel bi öneriydi sağ ol :) ciddiyim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapma ya:/ bir yandan da güldüm kusura bakmazsan, ben de tırstım çünkü aynı şekilde. Ama uyarmıştım yani keşke bile bile şaapmasaydın.
      Binanız negzeldir kesin.

      Sil
    2. Güzel ama korku filmi izlemek için ürkütücü. Halka serisinin romanlarını okuduğumda da burdaydım :( yok ya iyi oldu çok da güzel oldu. bile bile lades oldu :)

      Sil
    3. Kesin küfrettin bana, öyle sezinledim:D Fırsat bulabiliyorsan gündüz, etrafında insanlar varken falan izlemek en güzeli korku filmlerini, daha az etkili oluyor.

      Sil

Yorum Gönder