Shimotsuma Monogatari (2004)

Bu Japonların yine sadece Japonlara özgü manyak manyak akımlarını çok seviyorum ya. Çoğunun ecnebilerden alınıp bütünüyle uzaylı-Japon mantığına evrilmesi tam da onlardan beklenecek bir şey. Üstelik sadece giyim tarzı/moda akımlarıyla sınırlı değil. Onlar için yaşam tarzı oluyor sanırım. Her moda akımı, kendine özgü fikir, düşünce ve davranış kalıplarından çıkar aslında (ki zaten normalde olması gereken budur, günümüzün içi boş trendlerinin aksine). Bu filmde lolita ve yanki kızımızın arkadaşlığı anlatılıyor, aralarında görünüş zıtlığından daha büyük bir yaşam felsefesi zıtlığı olmasına rağmen.
Yanki kızımızı (yani artık serseri olarak mı çevrilir nasıl çevrilir bilemedim) benim sadece Nana'nın müziklerinden tanıdığım Anna Tsuchiya oynuyor. Lolita olarak da gayet başarılı sayılabilecek Kyouko Fukoda'dan daha çok göz dolduruyor ister istemez. O konuşma tarzı, mimikler hiç de yapay durmuyor -ki başka nerede gördüysem illa ki bir derece zorlama duran, canlandırması riskli bir rol sanıyorum bu liseli yankiler. Yani Anna Tsuchiya'nın sadece ses yeteneğinden ibaret olmadığını gördüm bu filmde. Üstelik ona buna kafa atan kaşları çatık bir karakteri bu kadar sempatik hale de getirebilmek de zordur sanıyorum. Tabii ki filmin light-komedi havasından dolayı tehlikeli serseri stereotipinin biraz daha sevilesi olması zorunluluğu var. Ama bu ikisiyle arkadaş olup kolkola girmek ve sokaklarda seke seke önümüze gelene bin tekme oynamak isterdim. Nasıl güzel bir kız grubu olurduk. İçimizden birine yamuk yapılırsa onu cezalandırırdık falan. Zaten Ichigo'nun da özlemini çektiği şey bu sanıyorum. Rokoko dönemine kafayı takan hedonist Momoko bile bütün o 'benim arkadaşa ihtiyacım yok' zırıltılarına rağmen aralarındaki dostluğa değer vermeden edemiyor.
Gençlere hitap eden bir film olsa da hafif 'yetişkin' bir yanı var bu filmin. Neden olduğunu çözemedim. Belki taşra kültürüne daha çok odaklanıldığı içindir. İçinde tabii ki bariz abartılar var, komedi unsuru niyetine. Sonuçta arkadaşlığın önemine değinen o klasik Japon kurgularından bu da. Ama anlatımının hafiften Amelie'ye benzemesi onu olgunlaştırdığı gibi çocuksulaştırmış da. Ha Amelie tabii Jean Pierre Jeunet'in bir filmi olduğu için bu kadar light bir yapıma böyle bir benzetme yapmam mantıksız oldu sanki.

Rokoko, lolita derken, küçük sevimli detaylarda boğulma olayı da var tabii. Özel olarak ilgilendiğim bir akım değil ama Momoko'nun okuduğu mangadan, dinlediği müziğe, yediği içtiğine kadar her şeyinin bir sevimlilik abidesi olması çok sevimliydi! Tabii burada kawaii demek isterdim ama lolitalık kawaiiliğe girer mi bilemedim. Sonuçta Avrupa bazlı bir şey. Ama en çok Baby The Stars Shine Bright sahnelerine bittim. Filmden sonra googleladım. Gerçekten böyle bir lolita markası varmış, baya da ünlüymüş. Yine o illüstrasyonları, giysileri görünce içimde böyle bir şey pırpır etti. Bölümümü sevdiğim o üniversitenin ilk heves dolu yıllarına dönmüş gibi hissettim. Sorun şu ki, moda tasarımcısı olmak, kendi ofisinde oturup çizim yaparken engin yaratıcılığını istediğin gibi kullanabilmek DEĞİL. Çoğunluğun beğenisine hitap etmek zorunda kalıp ticari odaklı çalışmak işte o kulağa çok havalı gelen feşın disaynırlık. Ama Momoko'ya imrenmeden de edemedim. Yetenek + yaratıcılık birleşince dünyanın en şanslı insanı oluyorsun. Ha, sektörde ikisine birden ihtiyaç yok o başka. Ama kişiyi çok daha mutlu edeceğine eminim. Kendimden örnek vereyim, çizim yeteneği varken devamlı gelecek ilhamı beklemek çok ama çok sıkıcı. Ama birisinin "al şunun aynısını yap" emrini dinlemek her şeyden sıkıcı.
Her elimi attığım yerden yaoi/boys love çıkmasından usanmışken aralarında pek güzel çekim olan Momoko ve Ichigo'nun karşıma çıkması güzel bir değişiklik oldu. Tabii ki her şey arkadaşlık bazında ilerliyor hikayede ama ben bu arkadaşları OTP yaptım ve destekliyorum. Aralarında fitne fesatlık geçmeyen kız arkadaşlıkları görünce ağlıyorum, mutluluktan beynim yanıyor, ondan da olabilir belki de.

Senaryosundan pek bir şey beklemeyerek izlendiğinde büyük keyif almamızı sağlayacak bir film. Bol bol geyik döndürülen, hafif absürd ama sonuçta sevimli ve sıcak.

Puanlamadan olmaz!
Konsept: 6
Hikaye: 4
Anlatım: 7
Karakterler: 8
Görsellik: 7

Genel: 7

Yorumlar