Skip Beat Bölüm 206

Yine cliffhanger sonlu bir SB bölümü daha evet. Hangisi daha kötü bilmiyorum: arc'ların aralarındaki oyalanma bölümlerinde bir sonraki bölüm için daha heyecanlı bir şeyi umarak beklemek mi, yoksa heyecanlı biten bölümlerin nasıl ilerleyeceğini aşırı merak ederek beklemek mi? Bizim de olurumuz yok gülüm ya, nankörlük resmen.

Geçen bölümün aksine bol diyaloglu sahneler içerdiği için elimden geldiğince ayrıntılı özet sunmaya çalışacağım. Yorumlarımı da postun sonun yaparım. Bakalım bir de bu tarzı deneyelim. Çünkü özetle beraber yorum çok çok uzun oluyor sanki. Hem ingilizcesini okuyanlar özet kısımları atlayıp yorumlara geçebilir.
Kyouko Tanrıların sadece zengin insanları dinlediğinden şüphelendiği için yeni yılda tapınak ziyaretinde epey yüklü miktarda para bırakmış -10000 yen (100$ gibi). Şimdi Corn'u önünde sağ salim gördüğüne, dualarının kabul olduğuna, cimrilik yapmadığına çok memnun oluyor. Bir nevi mutluluktan ağlamaya başlıyor. Ren bir zamanlar (Katsuki oyunculuk testi sırasında böyle bir diyalogları olmuştu) Kyouko'yu Corn'un iyi olduğuna ikna ettiğini sanmış fakat kızın içten içe endişelendiğini anlamış oluyor böylece. Kyouko küçükken hep kendi dertlerini anlattığı, Corn'un dertlerini hiç dinlemediği için özür diliyor. Tam tekrar kanatlanıp uçabildiğini soracakken o da ne? Kafasına uzanmış bir el asgdsfkds. Ren tam Kyouko'yu teselli etmek için kafasını sevecekken (ya bunun Türkçesi nedir) yaptığının ne kadar tehlikeli olacağını farkediyor çünkü daha önce Ren ve Cain maskesi altındayken de yaptığı bir şey. Kyouko'nun bu dokunuşu tanıyabileceğini düşünüyor. Daha önce sadece kemik yapısından tanımışlığı olduğunu hatırlıyor, az önce zaten bunun için uzaklaşmaya çalışmış. Fakat Kyouko şu anda masal dünyasına ve Corn'la karşılaşmanın şokuna odaklanmış durumda olduğu için henüz kendisini tanımadığını anlıyor, tabii her an 3d yüz tanıma sisteminin aktive olacağından şüpheleniyor. Küçükken kendi gücüyle sesini kullanabilmenin daha kolay olduğunu ama yetişkinliğe geçtikten sonra bizim dünyamızda büyü yardımıyla birinin sesini kullanmak zorunda kalacağını yazıyor kuma. Kyouko kendi sesini Corn'da duymanın garip olacağını düşünse de birinin kendisine sihir yapacak olması onu çok heyecanlandırıyor.
Ren Kyouko'nun alnına dokunarak sözde sihrini yapıyor (ahahah) ve Kyouko sihir namına hiçbir şey hissetmediği için öfkelenirken arkasından Ren'in sesinin "teşekkürler Kyouko-chan" dediğini duyuyor. Kyouko neden bu sesi kullandığını sorunca Corn hemcinslerinin sesinin daha kolay olacağından bahsediyor. Neden özellikle Tsuruga-san'ın sesini seçtiğini sorunca Ren'in Kyouko'nun aklında en çok yer kaplayan kişi olduğunu söylüyor. Kyouko'dan inkar beklerken o sessiz kalınca kendisini gerçekten de çok sık düşünüp düşünmediğini sorguluyor içinden. Kyouko başka bir adamı aklına getirdiğini söylüyor (Yoshiro ya ahdgh:D) ve sesini bu adamla değiştirmesini rica ediyor. Corn -haklı olarak- sinirlenip bu sesten iğrenip iğrenmediğini soruyor. Kyouko iğrenmekten değil de onu endişelendirdiğini söylüyor. Çok saygı duyduğu, oyunculuk endüstrisinin kutsal insanı Ren Tsuruga'nın kendisiyle samimi dilde konuşmasını garipsediğini ve yanlış bulduğunu söylüyor. İçten içe tabii ki Ren'in sesi tarafından Kyouko-chan diye çağrılmaya kalbinin dayanamayacağını düşünüyor. Madem durum bu, Corn sesini değiştireceğini kabul ediyor fakat bizim dünyamızda günde sadece 1 kez sihir yapabiliyormuş (yalanlara gel ya).
Bardan hindistan cevizi kokteyli alıyor Kyouko ve Corn'un kanatlanıp uçmasını göremeyeceği için üzülüyor. Corn'un sesine alışmaktan başka çaresi olmadığını söylüyor. Fakat GARİPTİR Kİ Corn, Ren'in sesiyle konuştuğundan beri yüzünün de ona benzemeye başladığını farkediyor Kyouko. Daha sonra boyunun da Ren'le hemen hemen aynı olduğunu görüyor. Ve DIN-DIN-DIN-DIN, Kyouko'nun 3 boyutlu tarama sistemi harekete geçiyor.

Ren Kyouko'yu beklerken pek mutsuz. Yetişkin olmayan bir kadına kokteyl parasını ödetmek zorunda kalmış çünkü. Çünkü Kyouko, Corn'un yanında para olmadığını farz ediyor ister istemez, halbuki Ren cüzdan ve saati pantolon cebine koymuş aslında. Bu yüzden günde 1 sihir kararına pişman oluyor, sözde sihir yaparak yaprakları paraya çevireceğini iddia edebilirmiş. Fakat bu sefer Kyouko itiraz edermiş, çünkü bunun dolandırıcılık olacağını düşünürmüş. Kyouko'nun kendisini azarlayan figürünü hayal edince gülümsüyor, bunun yeni bir his olduğunu düşünüyor. Çünkü Kyouko, Ren Tsuruga'ya hitap ettiği resmiyeti bırakıp daha samimi konuşmaya başlamış, duvarları kaldırmış. Kyouko'nun Ren'i Tanrısal bir figür olarak görmesinden pek memnun değil ve devamlı kendisini hatırlamasını buna bağlıyor, sadece ve sadece iş ile bağlantılı olduğunu düşünüyor. Bir sonraki sahnede flashback geliyor ve Kyouko canının hindistan cevizi suyu istediğini, eğer Corn da ona eşlik ederse kanatlanıp uçuşunu ona göstermeyeceği için onu affedeceğini söylüyor. Kyouko'nun bu içtenliğini hatırlayınca Ren, o adama (Kuon'a) karşı bir kıskançlık hissetmesinin ironik olduğunu düşünüyor. Kyouko neden Tsuruga-san ile Corn'un fiziksel özelliklerinin aynı olduğunu sorarken Ren de malum repliği tekrarlıyor: "o adamın varlığına tahammül edebileceğim bir gün gelebilir".

Yorumlara geçelim.

204. bölümün yazısında bahsettiğim o sözlerin Ren'e ait olduğu tamamen kanıtlandı. Hatta bu bitiş sahnesinden alıntıymış, bunu öğrendik bu bölümde. Çünkü Ren şu anda tamamen Kuon modunda ve Kyouko'nun Kuon ile pek de güzel geçindiği -hatta Ren'den bile- belli oldu. Tabii ki Kyouko onu çok yükseklerde gördüğü için sadece bir saygı duyulan bir figür olmak yetmiyor Ren'e ister istemez. Romantik ilişkiyi geçtim, samimi arkadaş olarak görülmeyi istiyor sanırım. Fakat şimdilik Ren-Kyouko için böyle bir şey imkansız, o saygıyı hakikaten aşamazlar. Ren'in de dediği gibi o duvar ancak Kuon ile yıkılıyor ve sanırım bu ikisi için de gerekli bir şey. Hem ikişkileri hem de kendileri için. Anlaşılan tek çözüm Kyouko'nun gerçekleri öğrenmesi. Eğer Tanrısal özellikler bahşettiği Ren'in aslında bu rahatça konuşabildiği eski dost Kuon olduğunu öğrenirse 1) ilişkileri yeni bir boyut kazanacak. 2) Ren, gerçek benliği olan Kuon'un Kyouko tarafından sevildiğini gördükçe kendisini daha çok kabullenecek. Bu yüzden şu anki arc önemli. Anlaşılan arc'ın sonunda Ren'in Kuon/Corn olduğu ortaya çıkacak. Büyük bir gelişme gerçekten. Ve White day bilmem ne demeden buna öncelik vermesi çok isabetli olmuş. Çünkü her iki karakter de gelişecek, haliyle ilişkileri de.

Bölümün kapak illüstrasyonundan da bahsetmeden geçmeyelim. Ren'i seksi çizdiği çok oldu yazarın, ama Kyouko'yu ilk kez bu kadar seksi gördük. Üstelik Setsuka-Cain cilveleşmelerinden bile daha seksi geldi bana sanki. Islak Kuon'un Kyouko versiyonunu yapmış sanki. Saçlar ıslak, pantolon düğmeleri açık, üzerinde bol beyaz bir gömlek var -tıpkı Kuon'unki gibi midesine kadar dekolteli... Ne anlamı var henüz bilemiyoruz -daha doğrusu ben daha bulamadım, forumları çok dolaşmadım bu ay.

Peki sonraki bölüm? Açıkçası Ren Kyouko'nun sorusunu duyduğunda pek şaşırmıyor, sanki bekliyor bu soruları. Her an Kyouko'nun görsel hafızası devreye girebileceği ihtimalini kendisi en baştan beri biliyor; yine de oyunu sürdürdü, kaçmadı. Sanki inkar etmeyecek gibi bir bakışı var. Acaba Kyouko'nun Kuon'a karşı samimiyetini kalıcılaştırmayı falan mı düşündü. Çok içselleştirmiş bu resmiyet olayını yavrucak ya. Napsın tabii kız Ren'i her seferinde biraz daha abartıp Tanrısal özellikler bile yüklemeye başladı. Tabii şu an böyle bir gelişme için erken gibi, her ne kadar kalbimiz 1. ihtimalde olsa da 2. ihtimal daha var. Ya masal dünyasıyla ilgili bir kural uydurup geçiştirecek Kuon, ya da kendisinin Ren olduğunu açık ederek Kyouko'ya şaka falan yaptığını söyleyecek. Valla bu sonuncusunu yaparsa tamamen başa döneriz, aylar yıllar boyunca aynı arc'ta aynı olaylarla sürünürüz mazallah, biz fanlar için hiç hayırlı olmaz. Ha tabii bunlar sadece benim aklıma gelen ihtimaller, Nakamura sensei hep bizi ters köşeye yatırmıştır. Bakalım bu sefer ne hinlik hazırladı bize?

207. bölümün yayınlanacağı 20 Aralık'a 2 hafta kaldı, hadi bekliyoruz. O değil de Kuon üstündeki o giysilerle kurudu resmen, kesin bir şey varsa o da hasta olacağı sanırım.

Yorumlar

  1. Harika detaylı bir post olmuş. Post için teşekkürler. :) O seksi Kyoko kapağının ne anlama geldiğini gerçekten de çok merak ediyorum. Aslında bunun anlamını senden öğreneceğimi düşünmüştüm. Ancak sende araştırmamışsın. Eğer bulursan yorumunu bekliyorum.

    Gelelim benimde yorumlarıma.

    -Yabancı forumlarda Ren'in kendini açığa çıkarmaktan çok Kyoko'nın Corn/Ren bağlantısını öğrendiğinde vereceği tepki çok merak ediliyor.

    -Mangada son sayfalara dikkat ettiysen yağmur atıştırdığını göreceksin. Bu da fırtına öncesi sessizlik olarak nitelendiriliyor. Ren'in kimliği deşifre olursa Kyoko'nun vereceği korku tepkisi ve kaçması herkesi endişelendiriyor.

    -Ayrıca dediğin gibi Kuon ıslak gömlekle dolaştığından hastalanırsa ve Ren/Corn bağlantısı ortaya çıkar ya da çıkmazsa bile Kyoko Ren için endişelenip ona daha önce yaptığı üzere hasta bakıcılık yapacaktır. Ama bu sefer daha samimi olarak bakacaktır. :)

    -Bir de yabancı forumlarda SB mangasının çıktığı Hana Yume dergisindeki manga karakter takvimlerinde her mangada çift varken Skip Beat'ta sadece Kyoko mavi prenses elbisesi ile tek başına durmakta. (Resim linki: http://bit.ly/1bpskSF) Bunun bir anlam ifade ettiğini bildiriyorlar. Ayrıca HanaYume sitesinde SB aralık tanıtımında şu cümle söylenmiş. Corn and Ren. The reason for the consistency in their data is!? Tam olarak burada kastettiği sence nedir?

    Son olarak eğer facebook hesabınız varsa size önereceğim Skip Beat facebook grubunu tavsiye ediyorum. Güzel bilgi ve tartışmalar olmakta. :) https://www.facebook.com/groups/2211763929/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O yağmurlu bulutlu hava olayı biraz daha dramatize etmek için gibi geldi bana. Ama fırtına önceki sessizlik de olabilir tabii. Kyouko'nun illa ki tepki verecek, sonuçta onun için kolay değil, hayatındaki bütün gerçeklerin yerle bir olması gibi bir şey. İlla ki aralarında bir takım iniş çıkışlar yaşanacak. Ama ben daha çok bir sonraki bölümde Ren bunu itiraf edecek mi onu merak ediyorum. Çünkü itiraf etmemesi demek daha fazla oyalanmamız demek. Zaten Kuon/Ren sırrını öğrenince sıkıntılı bölümler bekleyecek bizi, bir de şimdi ne zaman itiraf edecek sorusuyla uğraşmasak istiyorum. Ama bu olması gereken bir şey bence. İlişkilerine uzun vadede olumlu etkisi olacaktır. Dişimizi sıkıp sabredeceğiz. Ayrıca yazar hep tahminlerimizden farklı şeyler yaratır, o yüzden burada da ne desem boş gibi geliyor. Ama amacını tahmin ediyorum: Kuon'un kendisini sevmesini, Kyouko'nun da Ren'i göklerden indirmesini sağlamak.

      Facebook grubu için teşekkürler:) Ben daha çok mangafox forumunda Vampirecat'in yorumlarını takip ediyorum, zaten çevirmen aynı zamanda. Takvimin yorumları şu an çok belirsiz maalesef. Ben daha yüzeysel bakıyorum o konuda, takvim çizimleri bir anlam ifade etmek zorunda değil. Hana to Yume okuyucularına hitaben hazırlanmış sevimli çizimler oluyor genelde. Belli olmaz tabii.

      Lukama bence sen İngilizce biliyorsun hiç bana sorma:D

      Sil
    2. Evet mangafox forumunu bende takip ediyorum. Liseyi süper lise olarak okumuştum. O zamanlar gayet iyiydi. Ancak şimdilerde üzerinde durmayınca bayağı kötüleşti ingilizcem. Kyoko aşırı tepki verirse ve Ren'i uğraştırırsa çok kızacağım. Çünkü Ren birçok kez Kyoko'yu affetti ve Kyoko'da aynı şeyi tavuk Bo olarak Ren'e yapmakta. Bence ilk başlarda kızıp sonra bu dediklerim aklına gelecek ve yumuşayacaktır. Çünkü seven insan affeder :) Takvimdeki yalnız Kyoko'dan çok oradan yazan Corn and Ren. The reason for the consistency in their data is!? cümlesi aklıma takıldı. Bu cümlede belirtilen Corn kimliğinin açığa çıkacağı gibi bir anlam çıkardım ben. Ayrıca dediğin gibi uzamaması için kimliğin ortaya çıkması lazım. Bence Corn Ren olduğu ortaya çıkacak ama Kuon yine gizli kalacak gibi. Evet Kyoko senpai saygısından kurtulamadığı sürece romantik süreç cok zor ilerler. Ama Corn Ren bağlantısı ortaya çıktığında bu ilişki ilerleyecektir diye düşünüyorum. :)

      Sil
  2. Demeyi unuttum. Kapak fotoğrafında Kyoko'nun üzerindeki gömleğin Kuon'a ait olduğuna dair yorumlarda mevcut. Birde herkes Cain'in Setsu'yu yakalayıp sarılması gibi Ren Corn olduğunu söyler ve Kyoko oradan korkarak ve ağlayarak kaçarsa böyle bir sahnenin olmasını diliyorlar. Çok güzel olur bence de. Ama bu Ren senpai olduğu için olmaz gibi :( hatta Ren'in Kyoko'nun dudaklarına yapışmasını dileyenler de var da o abartı olur :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya lütfen böyle şeyler olmasın:/ Skip Beat bu kadar klişe romantik dramatik bir shoujo manga değil ya. Böyle ağlamalı sarılmalı ani öpücüklü birşeye dönüşmesin pff, Nakamura-sensei dönüştürmez de...

      Kapak fotoğrafının Ren'in gömleği olduğunu ilk gördüğümde düşünmüştüm. Çünkü aşırı bol; ayrıca yukarıda da dediğim gibi iliklenmemiş düğmeleri vs her şeyiyle aynı gibi gözüküyor. Ne anlama geliyor bilemiyorum, ama yorumlar da belirsiz bence. Daha doğrusu bana mantıklı gelen bir şey bulamadım henüz:) Kyouko'nun Kuon'u arzulaması, yani Ren'in Kuon olduğunu anlaması anlamına geliyor bence. Emin değilim gerçi, ilk gördüğümde böyle düşünmüştüm. Ya da Nakamura-sensei bizlere değişik bir sürpriz yapmak istedi?

      Sil
    2. Ama 2002'den beri koca mangada 4 öpücük sahnesi geçti. 1i Sho pisliği ile. 1i Katsuki rolünde Kyoko ve Ren'in evinde oynadıkları sahnede Ren'in sana öpüşmeyi göstereyim mi demesi. Diğeri sevgililer gününde ve diğeri de Setsu'nun Cain'i öpmesi. Bunlar artık kimseye yeterli gelmiyor. Artık herkes Ren Kyoko aşkının başlamasını diliyorlar. Ve bende sevmediğim halde bu tarz aşk işlerini bu manga sayesinde bu sahneyi görmek için sabırsızlanıyorum. :D

      Mangafox'da bu kapağa Kyoko'nun yetişkinliğe ve olgunluğa eriştiğine dair yorumlar mevcut. Bende öyle düşünmekteyim. Ayrıca yine mangafox'da yazılanlara göre gömleğin bayan gömleği olduğu çünkü düğmeler solda. Kuon'un gömleğinin düğmeleri ise sağda gözükmekte. Kyoko Kuon'u bilmiyor arzuladığı şey Ren :) Nakamura insanı maalesef deli etmekte.

      Sil
  3. Kyouko'nun tepki vermesi kadar normal bir şey yok. Seven insan affeder demek Kyouko'ya büyük haksızlık olurdu. Zaten sanıyorum başımızdaki bu shoujo mangaların da sorunu bu. Kadın karakterlerin (ne yazık ki gerçek hayatta da çoğu kişinin) kendine saygısı yok. Birini sevmemiz bize ne yaparsa yapsın kabul edeceğimiz anlamına gelmez, sadece kendimizi kullandırmış oluruz. Sho'ya da sevdiği için katlanmalıydı o zaman? Bu yüzden diyorum Skip Beat böyle bir manga değil diye. Ya da bilmiyorum benim romantizm anlayışım farklı herhalde. İki dudağın birbirine değmesi benim için her zaman romantik olmayabiliyor keza. Nakamura-sensei'yi bu yüzden seviyorum. Yavaş ilerleyerek sabrımı çok zorluyor ama kız oğlana öfkeli ve ağlarken diğerinin çekip öpmesi gibi zorbalık-romantizmi olmasındansa daha doğru düzgün şeyler oluyor. İlla ki fiziksel temas arıyorsak Cain-Setsu olarak o işi gayet hallettiler zaten, oyunculuk maskesi altında olsa da. Bana göre shoujo klişesi romantizminden daha bile romantikti. Şimdi romantizm olması gerekiyorsa bu acele ve zorlama değil de doğal bir şekilde olmalı. Kendi adıma söylüyorum benim mangayı okuma sebebim bu. Yolundan saparsa okuma nedenim kalmaz. O bakımdan Nakamura-sensei'ye güveniyorum, doğru düzgün bir şeyler okuyacaksam sabretmeye razıyım -benim fikrim tabii. Zaten bu sadece romantizm mangası değil, Kyouko'nun oyunculuk kariyeri vs gibi başka önemli şeyler var. Buradan yine en başa dönersek, Corn'un Kyouko için ne kadar önemli olduğu belli ve Ren kendini açıklamazsa sadece onu kandırmış gibi görünecek. Seviyorlar barışsınlar artık çıksınlar falan diye Kyouko bunu göz ardı edecek değil. Uğraştırırsa uğraştırsın. Ezdirmesin kendini artık. Adam bir zamanlar Sho ile aynı klipte oynadı diye ne tripler atmıştı -kendisini zerre ilgilendirmediği halde. Kyouko kendisi için böyle önemli bir şeyi neden hemen affetmek zorunda? Ren karşısına oturtup gerçekleri anlatmalı, nedenlerini açıklamalı, işte o zaman anlar. Bo olarak Kyouko'nun yaptığı çok farklı bir şey yalnız. Bo Ren'in çok sevdiği çocukluk arkadaşı değil en başta. Gerçi boşuna konuşuyor bile olabiliriz, Nakamura-sensei ne planlıyor hiç belli olmaz:)

    O dediğin cümle takvimde yazmıyor bu arada. Hana to Yume'nin websitesinde 207. bölüm için yayınladıkları spoiler cümlesi o. 2014 takvimine gelecek bölümün spoilerını koymazlar zaten.

    Kapak illüstrasyonunu çözemedim gerçekten ya. Öyle bir yaramazlık olsun diye yapılmış gibi geliyor bazen. Düğmelere dikkat etmemiştim, o zaman Kuon'un gömleği değil. Bir erkek gömleği gibi bol ama. Belki de seksilik katmak için yapılmıştır hmm. Ama Kuon'un Kyouko versiyonu gibi bir şey olmuş genel olarak. Dediğim gibi Kuon'u arzulaması geliyor aklıma benim, ki zaten içten içe Ren'e değil de Ren'in arada sırada çıkardığı Kuon'a aşık Kyouko. Ama o çizimde bu mu ima edilmiş orasını bilemem. Muhtemelen değil. Üzerinde daha fazla düşünmeyi bıraktım eheh:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ne kadar manga Kyoko'nun kendini bulması ve geliştirmesine odaklı olsa bile Kuon ve Kyoko'nun kader ağı ile yıllar sonra tekrar bir araya gelmelerini gözardı edemeyiz. Ayrıca bu manga hem Kuon hem de Kyoko'nun geçmişte çekmiş olduğu acılarla aynı hatayı yapmamak için geçmişleri hakkında konuşmamayı düşünmeleri ile birbirlerine benzemelerini sağlıyor. Ve bu acıların iyileşmesinin en iyi yolu Kyoko ve Kuon'un birbirlerine destek çıkmalarından geçmekte. Yani manga bence bu ikisinin kariyeri ve kendilerini birbirlerine olan sevgisiyle geliştirmeleri üzerine kurulu diye düşünüyorum.

      Ne kadar Kyoko Ren'e kızacak diyorsak da üzerinde fazla kızgın olacağını düşünmüyorum. (Kırgın olabilir ancak o da zamanla aralarındaki ilişki sayesinde geçecektir.) Çünkü o Corn için endişelenmekteydi. Ve bu yüzden dertlerini dinleyerek yardımcı olmaya çalışacaktır. Ren ile Bo sahnelerinde Ren'in acılı ifadesi eninde sonunda aklına gelecektir. Ren Kyoko'ya gerçekten değer vermekte ve sevmekte. Dediğin üzere Ren güzelce herşeyi açıkladığında Kyoko anlayacaktır. Her ne kadar Kyoko kendini ezdirmesin diyorsan da bu ilişki Sho ile kıyaslanamayacak derecede saf ve masum. Sho Kyoko için tek taraflı bir sevgi ve tek taraflı bir ödün verme idi. Sonunda Sho'nun özür dilemek yerine narsist davranması ile nefret oluştu. Ren'de böyle birşey olamaz. Çünkü Ren'in kişilik özelliğinde haksızsa özür dileyecek kadar naziklik mevcut. Kyoko ilk başlarda affetmezse bile Ren içten bir özür dilemeyle Kyoko'nun gönlünü alabilecektir. Bu da Kyoko'nun güçsüzlüğünü ya da geri adım atmasını değil kendini geliştirmesi için iyi bir duygu olacaktır. Çünkü sevmek için karşılıklı anlayış gereklidir. Ve nefret duygusunu kalpten atmak için iyi başlangıçtır. Bu bağışlama özelliğini kazanmasıyla Manganın sonlarında bu sayede Kyoko Sho'yu da affedecek olgunluğa erişecek kadar kendini geliştirmiş olacak ve böylece Sho ve Reino'nun düşüncesi olan nefret ederek sadece beni düşünecek tezi çürütülecektir. Bo ve Ren arclerinde Ren'in dediği gibi içten özür dileyen birine kızmamasına ve onu bağışlamasını Kyoko ne kadar olgun bir davranış olarak düşünmüştü. Ve bu düşünceyle kendisinin yaptığı hatalarda ya da Ren'in kızgın olduğunu düşündüğünde özür dilediğini unutmamak lazım. Şimdi aynı durum Kyoko içi geçerli. Ren içten bir özürle geldiğinde Kyoko'da aynısını yapacaktır ki kişiliği gelişsin.

      Evet Hanayume sitesinde tanıtım sözü idi. Ve sanırım bu Corn/Ren bağlantısı üzerinde bir bölüm olacağını kanıtlıyor. Ve tamamen yine bölümün Ren ve Kyoko arasında geçeceğine dair bir işaret olabilir. Gömlek konusu dediğim üzere Kyoko'nun artık hayal dünyasındaki çocukluktan yetişkinliğe başladığına dair bir düşünce olabilir. Çünkü hayalindeki peri prens Corn'un Ren olduğu ortaya çıkmak üzere.

      Not: Yorumlarımla umarım sıkmıyorumdur sizi. :)

      Sil
    2. Dediklerine tamamen katılıyorum. Ama benim demek istediğim şey, olur da büyük tepki verirse Kyouko'ya çok da kızmamak gerektiği. Bir de onun açısından bak çünkü. Çok önemsediği, idolize ettiği çocukluk arkadaşını tekrar görmüş. Ama sonra bu kişinin sevdiği saydığı senpaisi olduğunu öğreniyor ve bir yılı aşkın bir süre boyunca bu konuda tek kelime etmemiş. Saklamış, yalan söylemiş hatta dalga geçmiş (dışarıdan böyle görünür yani). Kyouko'nun insanlara olan güvensizliğini de ekle buna. Kyouko, Ren'in kendisini önemsemediğini, kendisiyle sırf Lory tembihledi diye ilgilendiğini falan sanıyor. Unutmayalım ki Ren'in ona ne kadar değer verdiğini BİZ biliyoruz ama o bilmiyor. Hadi kızmadı diyelim. Corn'un masal dünyasında yaşamıyor olması, hatta sevdiği insanın ta kendisi olması büyük bir şok değil mi? İster istemez bir şekilde tepki verir ya; kızar mı, kafası mı karışır, ne yapar onu ancak Nakamura sensei bilir. Ama şu konuda hemfikiriz ki, eğer Ren sırlarını Kyouko'ya açıp yaptığı şeylerin nedenlerinden bahsederse sorunları çözülür. Onun dışında Kyouko da çözecektir illa ki, dediğin gibi Ren'in önceden çok acı çektiğine dair ipuçları var hep aklında. Ama öyle daha yavaş çözülür ve Nakamura-sensei'yi tanıyorsak bu yoldan gider, bizi süründürür gibi :/

      Şu anda romantik bir sahnenin araya sıkıştırılması saçma/klişe olur demem işte tam da bu yüzden. Senin de dediğin gibi, birbirlerinin yaralarını saracaklar, birbirlerinin gelişmesine katkıda bulunacaklar. Ama her şey zamanıyla olacak. Yoksa ilerleme kaydetmektense geriye gideriz. Bizler için bir fanservice'ten başka bir anlamı kalmaz. İlla ki fan service olacaksa zaten Cain-Setsuka zamanında alası oldu. Bundan sonra beklemek düşüyor bize. Maalesef Nakamura ve yavaş üslubu, bu manganın özelliği işte:/ Hikayeyi daha hızlı anlatıyor olsa şu anda aralarında çok daha fazla şey gelişmiş olurdu ama bir sürü ayrıntıyı kaçırırdık. SB, SB olmazdı. Romantizme tabii ki karşı değilim ama şu anda olması her şeyi mahveder, fazla zorlama olur bence. Ha Nakamura-sensei müthiş aklı ve üslubuyla kendine özgü gelişmeler yaratırsa başka tabii. Seve seve okurum şahsen. Ama Kyouko kaçarken Ren'in yakalayıp öpmesi... Ne Ren'e ne de Nakamura-sensei'ye yakışır:) Daha gerçekçi ama daha orjinal bir şeyler hazırlamıştır o bence. En azından ben öyle umuyorum!

      Ne demek estağfurullah.

      Sil
  4. Dün itibariyle 207ci bölümün Çin ve Japon rawları internete düştü ve yorumlar ve özetler yapılmaya başlandı. 207ci bölümde Ren kimliğini gizlemeye karar verdi. Maalesef bu manganın uzayacağı anlamına geliyor. Gerçi belli olmaz Nakamura beklenmedik şekilde olayları geliştiriyor. 4 bölümdür manga Corn ve Kyoko arasında geçmekte. Arada Jelly de diyaloga giriyor. Anlaşılan 208ci bölümde Kuon sırlarını söyleyecek ya da yine deşifre etmeyip muhabbeti sürdürüp ayrılacaktır. Artık gerçek dünya bekliyor (Jelly yani :D) Ama bu bölümde Kyoko'nun Corn'u milim milim dokunarak ölçmesi ve Corn ve Kyokon'nun elele tutuşmaları güzeldi. Ayrıca Corn'un Kyoko'nın aklını okuması (Sho ve Ren öpücüklerini hatırlatması) süperdi. Hele Corn'un ürkerek bunları demesi bitirdi beni :D Ayrıca Corn köpek bakışının Kyoko'ya Cain'i hatırlatması da süperdi. Kyoko'nun Ren aklına gelince kızarması Kuon'un da dikkatinden kaçmadı gibi sence de öyle değil mi?

    Bir yandan Ren=Corn kimliğinin açığa çıkmaması yüzünden hayal kırıklığı yaşarken (yabancı forumlarda denilen) bir yandan da Corn=Kyoko samimi tavırlarını gördüğümüzden bu hayal kırıklığı bir nevi olsun azalıyor. Sanırım mangaka bu zamana kadar Kuon'un karanlık tarafını belirttiğinden izleyicinin tedirginliği bitirmek için Kuon'un sevimli tarafını da göstermek istiyor. Sonrasında ise Kuon sırlarını açığa çıkarıp bu yaraları tedavi etmeyi amaçlıyor olabilir. Tabi bunun içinde Kyoko'dan yararlanacak. Anlaşılan ilk başta planlanan Corn ufak tefek bu acılarından bahsedecek daha sonrasında Corn=Ren ilişkisi çıkacak gibi. Böylece Kyoko'nun Corn=Ren kimliğini öğrendiğinde vereceği tepkiyi minimuma indirgeyecektir. Çünkü bu bölümde Kyoko'nun bu bölümün son sayfasında söylediği söz "acılarını paylaşman ve ben senin kurtuluş yerin olmak istiyorum" tarzı cümlesi burada kilit anahtar olacak. Bu sözü söyleyen Kyoko Ren'i bırakıp gitmez.

    Benden şimdilik bu kadar. Senin de ingilizce rawlar öncesi ilk izlenim ve görüşlerini almak istiyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni bölüm beni baya hayal kırıklığına uğrattı. Komik olmuş sevimli olmuş gerçi ama oyalama bölümlerinde sıkılıyorum. Ren'e de çok kızgınım. Doğru düzgün gelişme olana kadar blogdaki SB yazılarına ara verdim. Çevirisi çıkınca tekrar okurum, o kadar.

      Sil
    2. İnanmıyorum. En sonunda Nakamura'da senin sabrını taşırdı. :D Halbuki sen diyordun Skip Beat uzun soluklu bir manga diye yavaş yavaş gelişir diye. Bu sözünde dur bence ve bizler için yazmaya devam etmeni rica ediyorum. Ren'e kızmanı anlayamadım. Tamam yalan söylemeye devam ediyor ancak onun tarafından bakınca gayet normal geliyor. Çünkü Reino bile Kyoko'ya Kuon'un çektiği acıların çok büyük olduğunu söylemişti. Bundan sonra Kyoko Corn için endişelenmişti. Bu yüzden Kyoko Ren=Corn kimliği açığa çıktığında bu bölüm sayesinde fazla tepki vereceğini sanmıyorum artık. Dikkat ettiysen Kyoko Ren'i tanıyamamıştı 203cü bölümde ancak son iki bölümde çıkarmıştı. Bence 208 ve 209cu bölümde Kuon kimliği için bizlere bilgiler verilecek. 210cu bölümden sonra Ren=Corn ilişkisini Kyoko kendi çözecek gibi. Eğer 215ci bölüme kadar Ren=Corn kimliği ortaya çıkmazsa bayağı bir bekleyeceğiz.

      Ayrıca yabancı forumlarda senin gibi tepki veren çok. Çoğu kişi takibi bırakacağını ve mangayı belli bir süre biriktirip öyle okuyacaklarını belirtmişler. Büyük ihtimalle Japon fanlarda böyle tepki vermiştir. Bu da mangakanın kulağına gidecektir. Çünkü artık fanlar somut şeyler istiyorlar ve Nakamura'da buna sessiz kalamaz. Ama belli de olmuyor ne yapacağı. Olayları yavaşlatıp birden öyle bir hale getiriyor ki hissetmiyor insan. Heel kardeşler arc'ında böyle olmamışmıydı? Kim bilebilirdi Setsu ve Cain yatak sahnesinin olacağını kimsenin aklına gelmezdi. O yüzden sinirlere hakim ve tam gaz takibe devam :)

      Sil
    3. Hayır sabrımı taşırmadı. Sadece Skip Beat'in klasik dönemleri bu oyalamaca bölümler. Takip edeli 5 seneden fazla oldu, artık bu bölümler önüme gelince farkedebiliyorum. Yavaş olmasıyla derdim yok ama aralarda bazı 3-5 bölüm bariz çok uzatılıyor, bundan hep şikayetçiydim. Bu bölümlerde de blogda post yazmayı bırakıyordum zaten. Sonra Nakamura-sensei bu bölümlerin gerekli olduğunu gösteriyor bize. Bu, ileride anlayacağım bir şey -şahsen. O zaman gelirse postunu da yaparım tabii.

      Lukama, tekrarlayayım: burası bir fan sitesi değil. Sen ne yazık ki öyle görüyorsun. Ben bloga sadece keyfim için yazıyorum. SB'i eleştirdiğim zamanlar da oluyor çünkü ben sadece "seviyorum", fanatik değilim. Yani eğer bazı postları yazmak beni sıkıyorsa, içimden gelmiyorsa yazmam. Kimseye bir şey için söz vermişliğim falan yok, yanlış anlamışsın, üzgünüm. İşte çeviri takımlarını vs böyle soğutuyorsunuz. O kişilerin görevi falan değil.

      Bu arada Ren'e kızıyorum çünkü gözünü kırpmadan bencilce yalan söyleyen, kandıran insanlara kızarım. Altında yatan ne olursa olsun. Prensip.

      Sil
  5. 207ci bölümde bayağı hayal kırıklığına uğramışsın gibi. 208ci bölüm s2 çevirisi çıkmış. Okuduysan o bölüm hakkında düşüncelerin nedir acaba? Sanırım uzun bir süre Skip beat için yazmayacaksın gibi Kuon tam çakal çıktı Kyouko'da tam saf :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaç yıl oldu SB'ye başlayalı. Hikayenin şu oyalama bölümlerine gelince artık o kadar fangirllük yapamıyorum, sevgimin azaldığı anlamına gelmiyor bu. O yüzden yorum yapacağım pek bir şey yok aslında. Özel olarak post yazamamamın sebebi de diyecek her zamankinden farklı bir şeyimin olmaması. Komik ve şirin bir bölüm olmuş bence, bakalım yine merak ederek bitirdik:) Ama yalancının mumu yatsıya kadar. Kuon iyice kendini batağa sürükledi bu yalanlarla sanki. Sanırım Nakamura-sensei Kuon/Kyouko ilişkisinin gelişmesi için bunu yapıyor. Ne de olsa normal şartlarda Ren ile samimiyet kurması bu kadar kolay değildi. Şu arc bitince Kuon hem Kyouko'nun onu kötü yönleriyle bile kabullendiğini gördükçe kendini kabullenmiş olur hem de Kyouko ile ilişkileri farklı bir seviyeye gelir. Bekleyelim bakalım nasıl sonuçlanacak:)

      Sil
  6. bir iki güne 214cü bölümde yayınlanıp 5 eylüle kadar ara verecek. Siz bu aralar toplu olarak son bölümleri kapsayan Skip beat için yazı yazmayı düşünüyor musunuz? 7 aydır yazmamışsınız da sanırım Skip Beat defterini kapadınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yoo gayet de takip ediyorum her bölümünü, hala çok seviyorum ama yazmıyorum buraya. Daha önce de pek çok kez söylemiştim ama gözden kaçıyor sanırım, tekrarlayayım: burası Skip Beat fan blogu değil. Tatlı canım ne zaman, ne hakkında yazmak isterse o zaman yazıyorum. O yüzden istek post kabul edemiyorum artık maalesef.

      Sil

Yorum Gönder