Son Zamanlarda İzlediğim Filmler - 2

Burası film bloguna dönecek gibi. Ben de dönmemesi için bir imza kampanyası başlatıp yazarın yüzüne atmak istiyorum. 1 imza yeter herhalde.

Bu filmin adı yanlış. Jon-Snow'un-çok-emek-harcanmış-protein-tozlu-kasları ya da Jon-Snow'un-acı-çekerek-uzaklara-bakması gibi adlar filmi daha iyi nitelendirmesine rağmen uzunluklarından dolayı Pompeii'de karar kılınmış. Bu arada film benim için epey bilgilendirici oldu, adamın John değil de JON olduğunu öğrendim. GoT izlemediğim için daha önce milyon kez bu hatayı yapmıştım, neyse zararın neresinden dönersek kardır.

Kardeşim benim en beklediğim filmdi bu, nasıl böyle bir şey çıkar? IMDB puanına bakıp anlamaz bunlar cahiller dedim, ama felaket filmi ben her halukarda severim dedim, Pompeii sonuçta, Japonya 2011 depreminden sonra favori felaketim (tövbe tövbe) dedim. Ama hayır, demek ki yeteneksiz insanların eline verince en mükemmel konuları bile batırabiliyorlarmış. Bunun yerine belgeselini tekrar izlesem daha mantıklı olurdu, aradan uzun zaman geçmesine rağmen tüylerim diken diken izlediğimi hatırlıyorum, iyi işte ayrıntıları da hatırlardım. Ya da hem dağ patlaması, hem kaotik ortam, hem dönem filmi, hem romantizim içersin ama ortaya sonuç olarak gladyatör filmi çıksın mantığıyla çorba etmeselerdi de belki kurtarılabilirmiş.

Kit Harington normalde ilgi duyduğum bir oyuncu olmamasına rağmen etkilenmeden edemedim. Evet, kaslarını inkar edemeyeceğim ama acılı, çok acılı bakan beyleri çekici buluyorum sadizm gibi olmasın. Şimdilik gördüğüm kadarıyla oyunculuğu dillere destan değil ama bakışlarıyla acılılığı çok güzel anlatıyor. Emily Browning de pek beğendiğim bir gingerdır ama çok zayıflamış gördüm kendisini, umarım şok diyetlerle sağlığını tehlikeye atmamıştır. Jack Bauer her zamanki iticiliğiyle oradaydı, aksanını pek anlayamadım ama itici olmak için kasılmışsa başarılı. O dağ gibi siyah gladyatörümüz nasıl Kit'in yanında sanki sadece 10 cm uzunmuş gibi duruyordu bilemedim, ötekinin altına sehpa falan koydular muhtemelen. Efektler bilgisayar oyunu gibi, günümüz teknolojisi için resmen rezillik. Neredeyse 2000 yıl öncesini anlatıyorsun, sadece dekor ve kostümle destan yazılabilirdi. En etkileyici sahne ise hiç şüphesiz posterdeki mağmalı öpüşme sahnesi. Evet, cheesy bir fikir ve o sıcaklık, gaz bulutu içinde romantizmi böyle güzel yaşamaları kadar mantıksız bir şey yok ama işte sen düşün filmin geri kalanını. Hadi puan da vereyim: 6. O da sırf Vezüv yanardağının hatrına.


Bu konseptin boku çıkarılıyor ama ben seviyorum ve en az 1 adet Hollywood ürünü izlemesem arkamdan ağlardı. Aslında benim ilgilendiğim olay seks arkadaşlığı değil de arkadaşlıkla başlayıp gelişmiş ilişkiler. İlk görüşte aşktan ya da uyumsuzluğun uyumundan (?!) falan bıktım hep. Biraz da iyi anlaşan, romantik klişelerde boğulmayan normal şeyler izlemek istedim. Açıkçası bu insancıkların friends with benefits ya da argo tabirle fuck buddylik olarak tabir ettiği de sanki bu gibi geliyor. Çekim yaşadığın kişiyle beraberken mutlu oluyorsan anlamsız detaylara girmenin, sorumluluklar altında boğulmanın ne anlamı var? Bu ikisi zaten arkadaş olarak başlıyorlar. Aksini iddia edenler de olacaktır ama iyi arkadaşın olamayan kişi nasıl iyi bir sevgili olabilir? Her şeyi "ilişki" bazında bakarak biraz da yüzelselleştirmiyor muyuz?

Elbette ki komedi unsuru da önemli çünkü ben bu filmi duygulanmak, romantiklenmek için değil eğlenmek için izledim. İlk başta filmin bir diğer benzeri No Strings Attached ile arasında kaldığım oldu ve Justin Timbarlake'e gıcıklığım yüzünden kararsızlığım tepe noktalarına ulaşmadı değil. Ama Natalie Portman ile Ashton Kutcher arasında hiç mi çekim olmaz kardeşim. Vallahi hiç yok, hem de uzun iri adam - minyon kadın olayı benim gözlerime estetik gelmiyor. Eh, en azından Mila ile Justin arasında güzel bir ENERJİ var ve Mila Kunis ablamızı gerçekten pek seviyorum. Filmde salak ex buna gözlerinden korktuğunu söylemişti. Bizde olsa gözünün içine kalem çekip küçültmeye çalışır ama çok şükür smokey falan yapıyorlar Milacığıma, çok da yakışıyor. Yahu büyük göz dünyaca beğenilen bir şeydir niçin standart 'normal boyutlu' göze küçültmeye kasarsın. Standardınız batsın e mi?

Sevimliydi, sıcaktı, klişeliydi evet, ama romantik komedi türü için gideri var. Problemlerine falan ciddili üzülüyorsun, kalbin ağrıyor böyle. Puanım: 7.

Yorumlar