The Princess Bride (1987)

İsminden ve afişinden bir masal havası yaratıyor değil mi? Aslında biraz da öyle sayılır ama Princess Bride'ı sevimli Disney masalları ile karıştırmamak gerekir. Bir yandan bu masallarla dalga geçerken bir yandan da tam anlamıyla bir "masal" anlatır.

Film konusunda genelde 2000ler ve sonrasını dikkate alırım. Eskilerin ya görüntü kalitesi kötüdür, ya efektleri çok barizdir ya da saçma sapan saç-baş-kıyafet ekolüne yenik düşmüştür (60 ve 70'ler moda akımlarına saçma demek gibi bir cürette bulunmayacağım ama benim çok dikkatimi dağıtıyor). Ama Princess Bride bir yandan dönem filmi olmaya kasarken zamanın teknolojisi ve koşulları, düşük bütçe vs yüzünden o ilkel Ortaçağ havasını bir şekilde yakalamış.

Hasta olan torununa bir masal okumak isteyen dedemizle başlıyor hikayemiz. Torun - bilgisayar oyunu neslinden - ilk başta mırın kırın ediyor tabii. Sonra bunun o diğer masallara benzemediğini anlıyor. Tahmin edeceğiniz üzere burada asıl hikayemiz kitabın okunması ile başlıyor. Pek romantik bir başlangıçla bizleri yanıltsa da sonradan olaylar gelişiyor.

Şimdi benim küçük ve muhtemelen saçma bir şikayetim var bu filmle ilgili. Westley rolündeki Cary Elves kardeşimiz (2013'te artık amcalığa terfi etti) pek beybi feys bir güzel çocuk, evet. Hatta fazlaca klişe olacak kadar yakışıklı. Ta ki hangi olumsuz sıfatı yakıştıracağıma karar veremediğim bıyık gelene kadar. Farkı görün ve ibret alın:
Çocuğun güzelliği azcık gitsin, nazar boncuğu olsun falan diye yapıldığını tahmin ediyorum. Ama o çirkin şekil nedir biri bana cevap versin! Böyle hem incecik hem de kısacık:/ Brad Pitt de bundan bir adet edinip kendini çirkinleştirmişti bir ara. Eh, onu arayacağım hiç aklıma gelmezdi. Bu ne idüğü belirsiz bıyıktan 10 kat iyiydi sanki Brad'in bıyığı. Tek farkı, Brad'in bıyığı Cary'den daha iyi olsa da Cary'nin Brad'den daha çok gideri var. İngiliz aksanından mıdır nedir. Tabii ki zevk meselesi biraz da. Ben sarışın mavi gözlü beybi feysleri biraz sıkıcı buluyorum galiba (2015'ten gelen edit: anlaşılan o ki her renkten ve şekilden beyleri klişe ve sıkıcı buluyormuşum, ayrımcılık olmasın).

Tipinden uzun uzuun bahsettikten sonra oyunculuğuna da iki kelime söylemezsem hiç profesyonel olmaz. Romantik casanovadan piç korsana dönüşümünü bence gayet iyi kotarmış.
Bir de prensesimiz ve gelinimiz var. Diğer karakterlerden önce bahsetmem çok yazık ama ne yazık ki esas kızımız bu. O zamanlar güzel yüzlü ve vücutlu bir model olduğu için seçilmiş sanıyorum. Sonra oyunculuğunu geliştirdiyse bilemem, hiç başka filmini izlemedim. Ama benim sorunum oyuncuyla değil karakterle. Bu kadar mı klişe bir zayıf kadın karakter yaratılır? Hani bu o bildiğiniz masallardan değil falan dedim, ki hikaye de kendini öyle pazarlıyor ama kadın başrol gayet de hiçbir sevilesiliği olmayan o zavallı prenseslerden. Hani o kahraman erkeklerin kendisini kurtarmasını bekleyen ve birilerinin başına bela açmaktan başka bir işe yaramayan çaresiz tipleri diyorum. Kızımız kendini öldürmeyi bile beceremezken etrafındaki erkekler onun için -daha doğrusu sırf güzel olduğu için- hep kellelerini tehlikeye atıyor. Sanırım en kötüsü de true love nutukları atarken yanı başında duran sevgilisini tanımaması. Sırf ufak bir maske takıyor diye. O iğrenç bıyık bile mazeret olamaz buna. Ama biz seyirciler bile tepeden tırmandığı uzak çekimde tanıyorsak oğlanı, o kadar zaman geçirdikten sonra kızımız da tanımalıydı. Salak ya yemin ediyorum gerizekalı.

Diğer karakterler, biraz karikatürize olmakla birlikte gayet sevimliler. Hepsinin geçmişine birazcık değinilmesi hoş ayrıntılar olmuş. Hatta iyi ki bu arkadaşlar hikayaye dahil olup komedi unsurunu katmış, yoksa esas kızımızla oğlumuz beraberken çok sıkıcılar. Kostümler ve mekanlar sade ve gösterişsiz olmasına rağmen görselliğe olumlu etkiler katmış. Bana bol bol ilkel taşlar, dağlar bayırlar, şatolar ormanlar göster, hemen kaparım yemi.
Princess Bride, William Goldman'ın romandan uyarlanmış bir film. Elimdeki bütün wishlist'imi kenara koyup bu kitabı arayacağım şimdi (güncelleme: kitabını buldum, okudum, yazdım). Her ne kadar baş karakterin daha farklı ve daha sevimsiz olduğu söyleniyorsa da benzerini Yürüyen Şato'da da yaşadığım için çok sorun etmem. Hatta Cary Elves'in bıyıksız hali Howl'un kafamda canlandırdığım haline çok benziyor. Umarım bilinçaltım Howl'u da bir bıyıklıya döndürmez.

Puanlamadan olmaz!

Konsept: 7
Hikaye: 6
Anlatım: 5
Karakterler: 6
Görsellik: 6

Genel: 8.02 (wtf?!)

Yorumlar

  1. filmi çok severim. puanlamana da nasıl güldüm belli değil :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, ben de çok sevdiğim için düşük puan görmeye içim el vermedi:)

      Sil

Yorum Gönder