En Sevdiğim 13 Korku Filmi

13, evet. Özellikle yapılan bir seçim gibi görünüyor ama öyle olmadı. Ki bu rakamın uğursuzluğuna inandığım söylenemez. Yaptığım listedeki film sayısı 13 çıktı, ben de bu denli karizmatik bir tesadüfü değiştirmekle uğraşmadım tabii. Hatta sevdim. Yeni film eklersem bir başkasını çıkarmaya karar verecek kadar hem de.

Öncelikle söyleyeyim, benim için korku filmi KORKMAMIZ için yapılmış bir filmdir. Yani arkadan testereyle gelen gözü dönmüş katil konsepti benim için adrenalin salgılatan gerilim kategorisinde. Kan, gore, aksiyon vs aramıyorum. Hortlaklı-cinli-şeytanlı konuları ise otomatikman korku filmi diye etiketlemek her zaman doğru olmayabiliyor. Daha çok yaratılan ürpertici atmosferine, gizemine, etkileyiciliğine bakıyorum. Paranormal, ökült falan seviyoruz diyelim özetle. Tabii bu sırada saçmalamasa da güzel olur yani, azıcık mantık lütfen.

Bir başka kriterim de filmlerin çekildiği yıllar oldu. Açıkçası hep 2000'lerden seçeyim diye kasmadım ama efekt ve görselliğe önem verdiğim için zaten öncesinin korku filmlerini çok sevdiğim söylenemez. Ha nostalji olsun, entelektüel hissedelim diye izlemişliğim vardır. Çok kültürlü imdb seyircisinin eskilere yüksek puan çakmasına artık kanmıyorum zira. Hatta imdb puanlarına aldırmıyorum artık, ki sevdiklerimin arasında düşük puanlılar var.

Belli bir sıra yok demeyeceğim, arasında karar veremediğim ilk 5 dışında en sevdiğimden en az sevdiğime göre listeledim. Hatta bir de Kediler ve Kitaplar stili "imdb puanı vs. kendi puanım" şeysini bilem yaptım! Çok eğlenceli ya tavsiye ederim.


El Orfanato (2007)

Film Ekimi ya da benzer bir film festivalinin gece kuşağında sinemada izlediğim bir İspanyol filmiydi bu, tabii koca ekran + yüksek ses unsurlarıyla ürpertme seviyesi daha fazla oluyor. Adından da anlaşılacağı gibi eskiden yetimhane niyetine kullanılan bir evde geçiyor hikaye, yine başrolde bir anne var. Sonlarında tüylerimin diken diken olduğu sahneler görmedik değil. Görsellik, belki de sinemada izlediğimden, çok etkileyiciydi. Özellikle ışığın, daha doğrusu karanlığın ve kasvetli evin kullanımı ürpertici atmosfere çok yardımcı olmuş. Çirkin yaratıklar, korkunç evil çocuklar olmadan korkutmayı çok daha iyi becermiş. 4 yıl sonra çekilen The Awakening hem konu hem de atmosfer olarak epey benziyor (esinlenmiş diyelim de rahatlayalım). Favori korku filmim olduğunu söyleyemesem de kesinlikle en sevdiklerimin arasında. Imdb puanı:7,5. Benim puanım: 9,2.


The Descent (2005)

Bu film ben lisedeyken gösterime girdiğinde ismini birkaç arkadaştan duyup izlemiştim. Listedeki katil-yaratık-gore içeren nadir filmlerden ama kesinlikle korku filmi kategorisine koyuyorum. Halbuki bizi germekten koltukta popomuzun üzerinde rahat oturtmamayı başarıp nefessiz bile bırakıyor ama hayır, korku türünde işte. Spor ve macera amaçlı (zaten ne gelirse bu maceraperestlikten gelir) bir mağarayı keşfe "inen" bir grup kadını izliyoruz. Mağarada karşılaştıkları bir takım şirin şeyler oluyor tabii. Klostrofobisi olanlar izleme iyi olur. Özellikle karanlığı ve mekanı öyle iyi kullanıyor ki gerilimden çok korku kategorisine bunun için koyuyorum sanırım. Son sahnede içim buz kesmişti, kafama sıkmak istedim. 2. filmi de çıkmış. Eh, hayal kırıklığına uğrayacağım önyargısıyla izlemedim tabii, böyle bir filmin anısını kirletemem. Imdb puanı: 7,2. Benim puanım: 9,5.


Silent Hill (2006)

Silent Hill, uyarlandığı oyunu sevenler için kötü bir film olabilir ama ben bu dünyaya hayran kaldım adeta. Tabii hayranlık biraz sakat bir kelime. Ama kasabanın o durgunluğu, kasveti, köhneliği, tekinsizliği beni çekiyor. Bir kere bol bol SİS var, ki reelde de sisin o mistikliği içimdeki romantiğin pek sevdiği bir şey. Uyarlanırken anakarakterin cinsiyetinin değiştirilmesini seksist bulanlar var, bence iyi ki yapmışlar valla. Kadını 'koşarken sallanan meme' unsuru olarak kullanmamaları güzel değişiklik açıkçası. 2. ve 3. oyunu kombine edelim derken sıçıp batırdıkları bir devam filmi de var, şurada yazdıydım. Silent Hill, Rec ve The Descent ile listedeki en kanlı filmlerden (bkz. Pyramid Head reyiz). Aşırı korkutucu bir film değildi ama gotik asmosferinden dolayı ona torpil yapacak kadar subjektif yazıyorum nasıl olsa. Benim blogum kardeşim, istediğime torpil geçerim. Imdb puanı: 6,5. Benim puanım: 9.


Insidious (2010)

Bu filmin yazısını daha geçen postta yazdığım için aynı şeyleri tekrarlamayacağım. Son zamanlarda izlediğim en çok korktuğum film kendisi. Astral seyahat, demonic possession, ayin, falcı, ruhlar falan ayy tam benim dişime göre. Bu öğeleri de iyi kullandığı için (ve en filmin en korkunç yerinde TESADÜFEN kesilen elektrikler yardımıyla) sabahladık, her taraftan hayali tıkırtılar falan duyduk, yeri geldi korkudan ağladık, altımızı ıslatmamıza ramak kaldı. Imdb puanı: 6,7. Benim puanım: 9,3.


It Follows (2014)

Listedeki arkadaşlarından birazcık daha farklılık gösteren, korku filmlerinin günümüzde evrildiği noktayı çok güzel örnekleyen bir film bu. Benim hisli korku dediğim, 'çirkin canavar gösterelim de irkilsin' mantığının biraz daha dışına çıkan bir tarz. Hem paranormal yaratığı, hem de kanlı katilden kaçış konseptini bünyesinde barındırsa da ortaya farklı bir iş çıkmış. Daha çok duygulara odaklanıyor, ana karakterin duygularını olduğu gibi hissetmemizi sağlıyor. Daha üstünde konuşacak çok şey var ama zaten şurada ayrıntılı olarak yazmıştım. Konusundan kısaca bahsetmek gerekirse, esas kızımız cinsel yolla bulaşan hastalık misali, bir yaratık kapıyor. Evet, kulağa çok cheesy geldiği için ben de uzun süre izlemyi ertelemiştim. Ne büyük hata! Imdb puanı: 6,9. Benim puanım: 9.


The Ring (2002)

Asya filmlerinin Hollywood remake'leri bu filmle başladı, sonrasında da genelde sıçıldı sıvandı. Ama The Ring'i aynı kefeye koymak istemiyorum. Ringu'yu izlemedim, Japon korku film konseptleri sevimsiz hortlaklarıyla bana hitap etmiyor değil ama işte bir türlü yıldızımız barışamadı. O yüzden Ringu karşılaştırmasını yapamam. Tek başına ele aldığımızda, filmdeki kasvete, devamlı hakim olan o mavimsi ışığa bayılıyorum. Kuyu sahnesinde ürperdiğimi hala çok net hatırlarım. Hele izledikleri o uğursuz video, saçma sapan bir şey ama pek güzel. Samara'nın saçlarına da çok özenmişliğim var, doğruya doğru. Imdb puanı: 7,1. Benim puanım: 8,5.


Rec (2007)

Rec'i izlemeye karar verdiğimde yeterince zombi filmi tecrübem olmuştu, daha fazlası için çok da hevesli değildim. Ama ününe kim karşı koyabilir ki? İyi ki de izlemişim, ne de olsa yavan zombilere farklı bir bakış açısı getirmiş, hikayeyi daha gerçekçi kılan bir anlatım tarzı denenmiş. Bu yüzden gerilimden çok korku türüne yaklaşan sahneleri de bol bol bulunuyordu. Ha bu 'gerçekçi' el kamerası unsurunun sonradan cılkını çıkardılar tabii. İleride bir virüsle mutasyonla falan zombi benzeri yaratıklara dönüşeceğimiz inancımı pekiştiren bir filmdir Rec. İspanyollar da Asyalılar gibi korku filmine yetenekli mi ne? 25 tane falan devam filmi çektiler ama izlemeye niyetim yok, zaten pek iyi şeyler duymadım. Imdb puanı: 7,5. Benim puanım: 8,5.


Paranormal Activity (2007)

Patrick the starfishli parodi görseli kullandığıma bakma, aslında ben epey tırstım bu filmden. Tabii şimdi çok popüler olduğu, adeta boku çıkarıldığı için hipster arkadaşlar dalga geçmeye çok meyilli. Imdb puanının bir zamanlar 7'nin üzerinde olduğunu bile hatırlıyorum, ohoo bir kere de tarafsız olun be. Evlerinin 'perili' olduğundan şüphelenen bir çift odalarına kamera koyuyor ve bütün gece uykularında geçirdikleri zamanı kaydediyor. Tabii çiftin uyanıkken çekim yaptığı sahneler de var ama en tırstırıcı kısımlar bu gece uykusu zamanında yaşanıyor. Çok düşük bütçeli bir film, el kamerasıyla çekilmiş. Bu bakımdan The Blair Witch Project ile konsept aynı ama aradaki 8 senede teknolojik açıdan çok şey değişmiş. O yüzden Paranormal Activity benim için daha başarılıydı çünkü çekim kalitesi gerçekçiliğe de katkıda bulunuyor. 3 gece lambalar açık yattım ve beğenmeme rağmen 2. kez izlemeye fikrine pek sıcak bakmıyorum. Imdb puanı: 6,3. Benim puanım: 8.


Sinister (2012)

İçinden o videoları çıkar, hiçbir şey kalmaz valla. The Ring ile birlikte, film içinde film tekniğini kullanarak seyirciyi korkutan en iyi film sanırım. Tabii ki Sinister'ın videoları çok daha önemli bir yere sahip. Müzikler -daha doğrusu sesler- mükemmel, kulaklıkla dinlemediğime pişman oldum. Tek sorun, boogeyman/gulyabani diye kakaladıkları şeyin aslında black metalci bir gencimiz olmasıydı. Beni korkutamadığı gibi güldürdü de. Ama videoların ürperticiliği ağır basıyor. Lanetli evden taşınan bir aile görmemiz göz yaşartıcı, Insidious da böyle mantıklı kişilere sahipti sağolsunlar. Bir de artık şu creepy evil çocuklar başlarını yana yatırmasın sözde korkunç olmak için. Imdb puanı: 6,7. Benim puanım: 8.


The Others (2001)

İzlediğim ilk korku filmi olabilir, bu türe ilgimin başlamasını sağlayan film, ilk göz ağrım. Ne yazık ki ters köşe sonunu bildikten sonra tekrar izlemenin çok anlamı da kalmayan bir film aynı zamanda. Nicole Kidman'ın soğuk çehresi onu 'korku' için ideal yapıyor zaten, keşke bu tarz filmlerde daha çok görebilseydik. Imdb puanı: 7,6. Benim puanım: 7,5.


Gwai Wik (2006)

Pang Kardeşler aslında Jessica Alba ile Hollywood remake'i yapılmış The Eye ile ünlü. Onu da çok severim ve zamanında bu listeye de almıştım. Ama eklenmesi gereken başka filmler çıkınca gözden çıkarmış bulundum kendisini. Ama bu film kalıyor çünkü daha çok seviyorum. Bir yazarın yeni romanını yazarken farklı bir boyuta geçmesi anlatılıyor. Bu 'boyut', mekan tasarımı olarak çok başarılı sahneler izletiyor bize. Ruhlar alemi, öbür taraf, artık adı her neyse epey ilgi çekici, etkileyici tasvirler yapılmış. Çok korkunç bir film sayılmaz ama görsellik öyle şahane ki gözümü kırpmadan izledim. Görsellik derken bu paralel evren yorumundan bahsediyorum elbette. Yoksa efektler falan leş söylemesi ayıp. Tabii bir de klasik Uzakdoğu ahlakı vs sorgulanıyor, bebek aldırma olayları konusunda hassaslar malum. Yeterince sevilmemesi içimdeki hipster'ı mutlu ediyor. Imdb puan: 6,0. Benim puanım: 7.


White Noise (2005)

Farklı bir konu, ilginç bir konsept nasıl batırılır bu filmde bol bol görüyoruz. Ama tüm saçmalıklarına rağmen korktum, itiraf edeyim. Ölü karısıyla 'öbür dünyadan' radyo sinyalleriyle iletişim kurmaya çalışan bir adamı izliyoruz. İlginç olanı, bu tekniği kullananların gerçekten de var olması -hatta Electronic Voice Phenomenon demişler. Tabii bilime inanan kişiler olarak saçma buluruz böyle paranormal fenomenleri biz, o ayrı. Filmde gerçekçilik namına pek bir şey olmamasına rağmen zaten sadece konsept bile tırstırabilir bizi, hele oradan buradan gelen garip sesler duymaya meyilliysek. Birkaç hafta radyo televizyon kapattırır. Listede Sinister ile birlikte yer alan başrolü erkek nadir korku filmlerinden. Imdb puanı: 5,4. Benim puanım: 7.


The Skeleton Key (2005)

Tür olarak ne korku, ne gerilim kategorisine girebilecek bir film aslında bu. Daha çok 'gizem' diyelim. Fakat kara büyü, voodoo, ayinler falan heloloy, beni tavladılar. Çok saygıdeğer John Hurt amcamızı görüyoruz. Filmi benzerlerinden ayıran da izleyenlerin unutması mümkün olmayan etkileyici sonu hiç kuşkusuz. Belki mantığı sorgulanır, ama etkileyici. Imdb puanı: 6,4. Benim puanım: 7.

Yorumlar

  1. Paranormal Activity'yi hiç sevmemiştim, korkmamıştım da(hipster'lıktan değil valla) çok düz gelmişti; ben sanırım gerilim filmlerini daha çok seviyorum.
    Ring'i değil de Ringu'yu izledim + okudum. Kitabın yanına bile yaklaşamıyor korku olarak diyebilirim. Kitabı okurken ağlamıştım...
    Insidious yorumlarımı biliyorsun :)
    Silent Hill... Ah ne oyun ve ne güzel filmdi. Oyunu bitiremediğim doğrudur; korkudan :D
    Diğer filmlere de bir bakayım, güzele benziyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok hipster demem beğenilmemesinden değil, tam tersi zevktir, herkes beğenmez dünyanın en iyi filmi olsa bile. Ama ilk çıktığında, herkes överken gayet de yüksekti puanı. Sonra insanlar dalga geçmeye başlayınca o kadar "cool" olmadığını farkettiler herhalde.
      Ringu kitaplarını merak ettim şimdi:3 korku türüne pek alışkın değilim edebiyatta ama deneyeyim madem.
      Silent Hill'in oyununa efsane diyorlar. Filmin kurgularına göre daha mantıklıymış? Şöyle bir bakmıştım hikayeye neleri değiştirdiler diye meraktan.

      Sil
    2. İlginç oyundur. Biz 3 kişi oynamıştık ve bitirememiştik. Bayaa başarılı; hem kurgu hem atmosfer açısından. Film de güzeldi, korkmadım diyenin ağzına vurasım geliyor çoğu zaman :(

      Sil
    3. O siren sesi ve arkasından gelen karanlık... ay ay bak tüylerim diken diken oldu yine:/ filmi ilk izlediğimde bile tahmin etmiştim kötü bir şey olacağını.

      Sil
  2. Hayalet Dünya'yı baya önce televizyonda izlemiştim ve o zaman çok etkilenmiştim.Sonraları bu film aklıma geldiğinde neydi bulamadım.Çok iyi oldu bu.Şimdi tekrar izlerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de Türkçe ismini öğrenmiş oldum böylece:P

      Sil

Yorum Gönder